3 Fidan’ın hayal ettiği dünyayı HDP gerçekleştiriyor

HDP İzmir Milletvekilli Adayı Ertuğrul Kürkçü, faşizme karşı isyan eden devrimci ve sosyalistlerin özledikleri ve umut ettikleri ülkenin bugün HDP’nin taşıdığı sorumlulukla gerçekleştiğini belirterek, “6 Mayıs’ta idam edilen 3 arkadaşımızın dimdik biçimde idam sehpasında yürürken hayal ettiği dünyayı HDP paylaşıyor.

10827978_819504184765174_5606103102616281408_oTürkiye devrimci hareketinin öncüleri olan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin yıldönümünde, 3 Fidan’ın idam sehpasına yürürken bıraktığı mirasın adımları, yıllar sonra “Yeni yaşam” projesiyle HDP’de büyüyor. Gezi direnişinden sonra sol, sosyalist, devrimci yapılar ve Kürt özgürlük hareketinin yan yana geldiği süreçte filizlenen HDP projesi ile yıllardır özlemi duyulan özgür bir ülke için mücadele birliği sağlandı. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Adayı Ertuğrul Kürkçü, Türkiye sosyalist ve devrimci geleneğinin bugün HDP içerisindeki konumunu,sol ve sosyalist hareket ile Kürt Özgürlük Hareketinin bugün HDP çatısında birleşmesini ve Gezi Parkı direnişinin HDP’de bıraktığı etkiyi DİHA’ya değerlendirdi. Kürkçü, Türkiye devrimci ve sosyalist geleneğinin önemli damarlarının HDP ve HDK çatısı altında ortak mücadele vermeye başladığını belirterek, devrimci, sosyalist parti ve kuruluşların HDP çatısında yan yana gelerek birleştiğini aktardı.

HDP çatısı altında birleşen sol ve sosyalist geleneklerin, kendi özgün programını terk etmeden ortak platformda mücadele yürüttüklerini dile getiren Kürkçü, “HDP ortaklık noktaların altını kuvvetlendirerek çizmeyi başardı. Tek taraflı olmadı. Bütün bileşenler HDP’yi ve HDK’yi meydana getirdi. Kimse kimseye katılmış olmadı. Herkes birlikte yeni bir yaşamı var etmiş oldu. Bu ruh en önemli sinerji kaynağı oldu” diyerek HDP ve HDK’nin nasıl oluştuğunu anlattı.

‘Sosyalist mücadele ruhu HDP etrafında toplanmaya başladı’

HDP’nin bugün yaratmış olduğu ortak sinerjinin tarihteki sol, devrimci ve sosyalist köklerine gönderme yaptığını kaydeden Kürkçü, bugün yaratılan ortaklığın daha çok gelişkin, karmaşık ve çok yönlü olduğuna işaret etti. Sosyalist mücadelenin ruhunun HDP etrafında toplanmaya başlandığını ve bunun sadece Kürt özgürlük hareketi ile sol, sosyalist ve devrimci geleneğin bir ortaklığı olmadığını belirten Kürkçü, aynı zamanda tüm inanç ve kimliklerin de ortaklığı olduğunu söyledi. Sosyalist ve devrimciler için bundan daha elverişli bir iklim düşünemediğini ifade eden Kürkçü, “Bu büyük okyanus deneyimini bir sosyalistin gözden kaçırmayı aklına bile getirmeyeceğini düşünüyorum” dedi.

‘THKO VE THKP-C’nin kurduğu ortaklığın hatırası yeniden canlandı’

Sosyalist harekette, ezelden beri bir birliktelik ve ortaklık meselesinin olduğunun altını çizen Kürkçü, “Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) ile Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi, ayrı ayrı kurulmuş ayrı ayrı istikametlerde gidiyor gibi gözüken iki önemli devrimci gelenek iken, Kızıldere’de katliamla sonuçlanan, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını idamdan kurtarma hamlesi iki devrimci geleneğin bir eylem ortaklığını simgelemektedir. Böyle bir ortaklık öncesinden de vardı sonrasında da sürdü” diye belirtti.

HDP’nin Türkiye’de yaratmış olduğu önemli dalga ile etrafında kurduğu büyük halk koalisyonunun sosyalist hareketin bütün damarlarının ilgisini kendine doğru çektiğini ifade eden Kürkçü, THKO veTHKP-C’nin büyük can kayıpları pahasına 1970 yılında kurmuş olduğu ortaklığın hatırasının yeniden canlandığına vurgu yaptı.

‘Öcalan, Mahir Çayan’ın devrimci mirasını HDP’ye emanet etti’

1970’li yıllarda askeri diktatörlüğe karşı isyan eden devrimci ve sosyalistlerin özledikleri ve umut ettikleri ülkenin bugün HDP’nin taşıdığı sorumlulukla gerçekleşmeye doğru bir adım olduğuna işaret eden Kürkçü, şöyle devam etti: “Bugün HDP’de içerisinde pek çok politik hareket, grup ve birey var. Bu elbet sebepsiz değildir. Hem onlar kendi umut ve hayalleriniHDP’ye taşıyorlar hem de HDP bu umut ve hayalleri Kürdistan Özgürlük Hareketinin umut ve hayalleri ile birleştiriyor. Sevgili yoldaşımız Abdullah Öcalan’ın, HDP 1. Olağan Kurultayı’na gönderdiği mesajda ‘1968’in, Mahir Çayan’ın devrimci mirasını HDP’ye emanet ediyorum’ derken söylemek istediği şey bu ortak mücadeleydi.”

Kürkçü, bu ortak mücadelenin önceki dönemlerde çok zor olarak görüldüğünü fakat bugün HDP ile gerçekleşmeye gittiğini belirterek, HDP’nin 1968 devrimcilerin umut ve hayallerinin ne kadar geniş bir yelpazede olduğunun bir özeti olduğunu söyledi.

11187804_819504198098506_3609631144538077507_o‘3 arkadaşımızın idama yürürken hayal ettiği dünyayı paylaşıyoruz’

Özlem duydukları hayatı HDP’nin net olarak ortaya koyduğunu dile getiren Kürkçü, “Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın mücadele ettiği ve uğruna hayatlarını verdiği ortak özgür geleceğe bir adım daha yaklaştık. Onların yolunda giderek özgürlük ateşini Kürdistan topraklarına taşıyan Kemal Pir’lerin, Hakki Karer’lerin ve Mazlum Doğan’ların hayal ettiği ortak dünyamıza bir adım daha yaklaştık. HDP projesi, 6 Mayıs’ta idam edilen 3 arkadaşımızın dimdik biçimde idam sehpasında yürürken hayal ettiği dünyayı paylaşıyor. Biz bugün HDP ile bu dünyaya bir adım daha yakınız” diye konuştu.

‘Türkiye’nin iki yakası ilk kez Gezi ile birbirine bakar oldu’

Sol sosyalist hareketinin Gezi Parkı direnişindeki rolü ve HDP’ye etkisini de değerlendiren Kürkçü, Gezi Parkı direnişinin kısa zaman içinde büyük bir isyana dönüştüğünü hatırlattı. HDP’nin ise hem isyanın içinde yer aldığını hem de isyana kendi özgün rengini kattığını belirten Kürkçü, Gezi Parkı direnişinin HDP’yi ileriye doğru fırlattığını kaydetti. Gezi’nin tarihsel önemine dikkat çeken Kürkçü, şunları aktardı: “Kürdistan devrimcilerin yarattığı büyük özgürlük ve isyan havasına batıdan verilen yankı çok önemlidir. Türkiye’nin iki yakası ilk kez Gezi ile birlikte bir birine bakar oldu. Bu ilk karşılaşma çeşitli yadırgamalara yol açtı ama Lice’deki büyük karakol isyanlarına Gezi’den cevap verildi. Gezi Parkı direnişinin yarattığı pratik olmasaydı, HDP Türkiye’nin batısında bu kadar hızlı örgütlenemez ve sempati toplayamazdı. Bugün Gezi’nin dili konuşulduğu için HDP, sadece Kürdistan’da değil Türkiye’nin batısında da kendisine bir alan açmış bulunuyor.”(Diha-İzmir)