Ben Gençleri Değil, Polis Beni İsyana Teşvik Etti!

Kürkçü, Antalya’dan İstanbul’a yürüyen Adalet Yürüyüşçülerine karşı gerçekleşen ve kendisinin de yaralandığı polis saldırısıyla ilgili “Polis de Vali de panik atak içinde; her türlü kontrolü kaybetmiş gözüküyorlar” dedi.


gumussuyu fotoPolisin saldırıdan önce yol kesmenin de gerekçesi de yoktu. Adalet Yürüyüşçüleri altı gençti; gösteri yürüyüşü, barışçı bir eylem dahi yapmıyorlardı. Sadece kaldırımdan yürüyorlardı. Dolayısıyla polis baştan sona usulsüz ve kanunsuz davrandı. Sadece bir paranoyayı yansıtan bir durumla karşı karşıyayız. Polis ve İstanbul Valisi panik atak geçiriyorlar. Bunlar her türlü kontrolü, itidali davranışları üstlerinde kaybetmiş gözüküyorlar.

 

 

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Antalya’dan yürüyüşe çıkan ve 32 gün yürüdükten sonra dün akşam saatlerinde Taksim’de basın açıklaması yapmak isteyen gençlere Gümüşsuyu’nda uygulanan polis saldırısını bu sözlerle değerlendiriyor.

 

Kürkçü, polisin çok yakın mesafeden yoğun şekilde kullandığı gaz nedeniyle vücudunda oluşan yanıkların iyileşmeye başladığını, sağlık durumunda ciddi bir olumsuzluk olmadığını söyleyerek söze başlıyor.

 

“Yanıklar dünkü kadar acı vermiyor ama polis saldırısı sonucu Gümüşsuyu’nda merdivenlerden yuvarlanan gençler oldu. Polis saldırıp gençleri merdivenden yuvarladı. Kimseyi gözaltına almayıp sonra orayı terk etti. Bugün 12.30’da basın toplantısı yapacağım ve bu konuları değerlendireceğim.

 

“Hem vali hakkında hem de emniyet yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Ayrıca İçişleri Bakanı’na soru önergesi de vereceğim.

 

“Nereye gidersem gideyim polis geçmemi engelledi”

 

Polisin gazlı saldırısının başlamasının ardından kendisinin geçişini engellediklerini dile getiren Kürkçü, “Nereye gidersem gideyim önümü kapatmaya ve beni geçirmemeye çalıştılar” dedi.

 

“Biz de dokunulmazlık hakkı meselesi onların hiçbir zaman kullandıkları bir şey olmadı. Mümkün mertebe polisleri gençlerden uzak tutmaya çalıştım ama onlar da yerde oturdukları için başarılı olamadım. Tam o esnada gözümün ortasına gaz sıkılınca kıpırdayamaz hale geldim, gözümü de açamadım.

 

“Emniyet görevlileri, çevik kuvvet amirleriyle müdahaleden önce görüştüğümüzde Gezi Parkı’na girmek yasak diyorlardı. Ben de oranın Gezi Parkı değil İTÜ önündeki cadde olduğunu söyledim. Dolayısıyla burayla ilgili valilik kararı olup olmadığını sordum.

 

“Onlar da Gezi’ye her türlü yürüyüşleri önlemekle görevliyiz dediler. Gençler de kaldırımdan yürüdüklerini söyledi. Bunun engellenmesi üzerine insanlar yere oturdu ve polisler de bu şekilde eylem yapılamayacağını söyledi. Orada gençler eylem de yapmıyordu.

 

“Polis bana gençleri isyana teşvik etmememi söyledi. Ben de o andan itibaren beni polisin isyana teşvik ettiğini söyledim.

 

“Bu şekilde yolun sonunu bulamayız”

 

Kürkçü’ye Başbakan Yardımcı Bekir Bozdağ’a Nevşehir’de yapılan yumruklu saldırıyı hatırlatıyoruz ve milletvekillerine dokunulmazlıkları konusunda farklı standartlar uygulanıp uygulanmadığını soruyoruz.

 

“Elbette kimse Bekir Bozdağ’a veya herhangi bir vekile şiddet kullanmasın ve vekiller işlerini yapabilsinler. Fakat burada tuhaf standartlar var.

 

“Bozdağ kendisine yapılan muamelenin kanunsuz olduğunu düşünerek o kişilerin hemen tutuklanması gerektiğini, hatta arkasında örgüt olması gerektiğini ileri sürüyor. O zaman ben de bana karşı yapılan kanunsuz muamelenin arkasında örgüt aramalıyım.

 

“Kamu gücü, devlet gücü yetkisini kötüye kullanarak işlenen suç aslında bir sivil yurttaşın hiçbir yetkiye dayanmadan işlediği suçtan daha vahim. Burada da aynı normların uygulanması gerekiyor.

“Fakat biz bu gibi duyarlılıklar beklemiyoruz. O nedenle ben Bozdağ’ın veya onun savunucularının bizimle ilgili hak savunuculuğu rolü oynayacaklarını düşünmüyorum. Bu da kendilerine yakışır zaten.

 

“Eylemciler ‘Her yer Taksim her yer direniş’ diye sesleniyorlar. İçişleri Bakanlığı ve polisler de ‘Her yer Taksim her yer terörist’ diye bağırıyorlar. Neticede kendi yargılarına ve akıllarına göre Gezi ile irtibatlı gördükleri her şeyi Türkiye’nin her yerinde yasaklama hakkını kendilerinde görüyorlar. Ben bu şekilde yolun sonunu bulabileceğimizi hiç düşünmüyorum.” (EKN/Bianet)

 

BDP GENEL MERKEZİ BASIN AÇIKLAMASI

21 Ağustos 2013

Basına ve Kamuoyuna

Gezi protestoları nedeniyle gözaltına alınan ve tutuklanan protestocuların durumuna dikkat çekmek amacıyla, Türkiye’nin farklı şehirlerinden uzun bir yürüyüşle dün akşam İstanbul’a ulaşan Adalet Yürüyüşçüleri’ne hükümetin emrindeki emniyet güçleri tarafından fütursuzca saldırılarak açıkça devlet terörü işlenmiştir.

Polis, az sayıdaki yürüyüşçünün kamusal bir alan olan Gezi Parkı’na girmesini engellemiş, durumu protesto etmek amacıyla oturma eylemine başlayan gruba saldırmıştır. Bu saldırı sırasında, yürüyüşçüleri karşılamak için orada bulunan Mersin Milletvekilimiz Sayın Ertuğrul Kürkçü’ye de açıkça ve hedef gözetilerek gaz sıkılmıştır.

Polisin toplumsal muhalefeti ezme ve bastırmaya yönelik bu saldırıları çok açıktır ki hükümetin emriyle gerçekleşmektedir. Emniyet güçlerinin militanca ve nefret dolu bu tutumu, hükümetin toplumu kamplaştırıcı politikalarının bir sonucudur. Güvenlik güçlerinin belli bir partinin milis güçleri olmadığını, toplumun her kesimine eşit mesafede yaklaşması gereken kamu görevlileri olduğunu sorumlulara hatırlatmak isteriz. Hükümetin toplumsal barışı sağlayacak bir kamu anlayışı geliştirmede yetersiz kaldığı bu olayla bir kez daha görülmüştür. Bu anlayış, demokratik çözüm sürecinin gerektirdiği duyarlılıktan da uzaktır.

TBMM üyesi bir milletvekilinin saldırıya uğraması karşısında parlamento ve Sayın Meclis Başkanı sessiz kalmamalı, bu saldırıya yönelik tepkisini göstererek parlamentonun iradesine sahip çıkmalıdır. Başbakan yardımcısına asla tasvip edilemeyecek saldırı karşısında tepkisini gösteren hükümet üyelerini, aynı şekilde parlamentonun saygın bir üyesine yönelik, üstelik hükümetin emrindeki polis gücü tarafından yapılan hukuk dışı saldırı karşısında da aynı tavrı almaya ve dürüst davranmaya çağırıyoruz.

Barışçıl bir etkinliğe yönelik bu hukuk dışı, demokrasi dışı saldırılar asla kabul edilemez ve kimse buna karşı sessiz kalamaz. Milletvekilimize ve Adalet Yürüyüşçüleri’ne yapılan son saldırı dolayısıyla İçişleri Bakanlığı’nı ve emniyet teşkilatını kınıyoruz. En demokratik gösteriye tahammül edemeyen, devlet teröründen başka bir yol ve yöntem tanımayan sorumlular hakkında derhal yasal işlem başlatılmasını talep ediyoruz.

BDP Genel Merkezi