Cezaevleri zulüm aracına dönüştü

Kürkçü, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu beyaz toros açıklamasından dolayı eleştirdi, Adalet Bakanı Kenan İpek’e, “Sırıtma, önündeki dilekçeyi imzala” dedi.

12111975_890487051000220_5648831813066749133_n

Şakran Cezaevi’nde PKK üyeliğinden hükümlü bulunan Ali Alp, 9 Ekim’de kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ali Alp’in ölümüyle ilgili TAYD DER’de, basın açılması yapıldı. Basını açıklamasın okuyan TAYD DER Eş Başkanı Musa Karbadağ, yaşanan süreci anlattı, cezaevlerindeki yaşam koşullarını eleştirdi. Basın açıklamasından sonra HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de, açıklama yaptı. Cezaevlerindeki yakınmaların ortada bir günlük sorun olmadığını ortaya koyduğunu söyleyen Ertuğrul Kürkçü, “Ben 2011 yılından beri cezaevlerini izleme komisyonda çalışmaya başladım. O zamandan beri bu yakınmalarda herhangi bir azalma olmadığı gibi, durum giderek vahimleşiyor. Adalet Bakanlığı, milletvekillerinin cezaevlerine gidip bu yakınmalara neden olan konularda bilgi alınmasının önünü kapatmaya çalışmaktadır. Buradaki ihlaller bana aktarıldığı gün, yani 10 gün önce Adalet Bakanlığı’na tutuklu hükümlülerle görüşmek için başvuruda bulundum. Ama halen yanıt alamadım. Cezaevine gitmemin önü açılmadı” dedi.

CEZAEVLERİ, KALANLAR İÇİN ZULÜM ARACINA DÖNÜŞÜR

Milletvekillerinin cezaevleri ziyareti için, önlerine, bakanlık oluru konduğunu anlatan Kürkçü, “Milletvekillerinin hukuk ihlallerini takip etmek, cezaevlerini gözlemek, izlemek, çalışanların sorunlarını dinlemek üzere bu kurumlara girmeleri, sadece hakları değil, görevleri de aynı zamanda. Ama bunun önüne, Adalet Bakanlığı oluru kondu. Devlet memurunun, milletvekilini hareketleri bakımından kısıtlandığı, “izin verdiği” gibi bir saçmalık haline sokuldu. TBMM bu açıdan kendi onurunu koruyacak davranışları gerçekleştirmedi. Biz de şikayetleri denetleme görevini yapamıyoruz. Bu iddialarını hepsi sahici. Burada ifade edilenlerin 80 kat fazlası bize ulaşıyor. Şakran Cezaevi’ni, cezaevleri komisyonu üyesi olarak ve kendi gördüğüm gerekler üzerine ziyaret ettim. Buralarda gördüğüm gerçekler ile anlatılanlar arasında büyük bir benzerlik var. Cezaevlerindeki bu şikayetler ve işkenceler genellikle çatışma dönemlerinde artıyor. Türkiye’de ne zaman çatışma yükselirse, savaş sloganları karşılıklı haykırılmaya başlanırsa cezaevleri de, oradakiler için kamu kurumu olmaktan çıkar. Siyasi sebepler üzerine cezaevine konulmuşlar için zulüm aracına dönüşür” dedi.

BAŞBAKAN BEYAZ TOROSLARLA, MÜDÜRÜ 19 ARALIK’LA TEHDİT EDER

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu, Van’daki beyaz toros açıklamasından dolayı eleştiren Ertuğrul Kürkçü, “Başbakanın “biz gidersek beyaz toroslar gelir” kafasıyla, tayin edilen yeni müdür de, “biz sizlerle 19 Aralık’tan tanışıyoruz” demesi paralellik gösterir. Başbakan beyaz toroslarla, cezaevi yöneticileri de,19 Aralık katliamlarıyla tehdit eder hale geldiler. Tüm cezaevlerinin hakimi artık jandarma olmuştur. Jandarmanın, bölgedeki tüm çatışmalardan sonra kapıldıkları infialle, cezaevlerinde tutsak olanlardan çıkarmak yönünde intikamcı bir yönteme yönelmektedirler. Cezaevleri bir savaş aracı haline dönüştürülmüştür. Bunlar devam ederse kayıpların yükselteceği ortadadır” dedi.

SIRITMA ÖNÜNDEKİ DİLEKÇEYİ İMZALI

Adalet Bakanı Kenan İpek’ten de, cezaevlerini ziyaret etmesi için verdiği dilekçeyi imzalamasını isteyen Ertuğrul Kürkçü, “Adalet bakanının sırıtamayacağı bir şey söylüyorum. Cezaevinde dış müdahale olmaksızın, IŞİD suikastçıları oraya girmeksizin, çatışma olmaksızın orada insan ölüyor. Bunu bizzat cezaevi yöneticileri yapıyor. Adalet Bakanı’na sesleniyorum. Sırıtma önündeki dilekçeyi imzala. Bu senin mecburiyetin. Ben milletvekiliyim. Cezaevine gideceğim, önümden çekil, onların aileleriyle aralarına girme, tutuklu ve hükümlüler, hastaneye sevk edilecekleri zaman onur kırıcı yöntemlere tabi tutma” dedi.

BU BİR REHİN KÜLTÜRÜDÜR

Basın açıklamasında bulunan Barış Bloku eşsözcüsü Dr. Zeki Gül de, cezaevi nüfusunun rekor düzeylere ulaştığını aktardı. Son üç yılda cezaevi nüfusunun arttığını da ifade eden Dr. Zeki Gül, “AKP’nin, iktidar olduğu dönemde,180 bini aşan cezaevi nüfusundan bahsediliyor. Bir bakan, bu rakamın 250 bine çıkacağını söylüyor. Cezaevlerinde, sağlık alanlarında ek sorunlar var. Yaşamının son deminde olan çok sayıda tutuklu ve hükümlü, halen cezaevindedir. Ellerinde rapor olmasına rağmen, hayata huzurla veda haklarını kullanmalarına izin verilmiyor. Bu bir rehin kültürüdür” dedi. Basın açıklamasında, tutuklu annesi Naime Karar da, cezaevlerindeki koşulları eleştirdi, düzeltilmesi gerektiğini söyledi.