Ertuğrul Kürkçü: Keşke yalancı çıksaydım

Osmaniye Cezaevi’ndeki çığlıkları ilk dile getiren Ertuğrul Kürkçü, “ Keşke ben yalancı çıksaydım.  Buna razıydım. Son derece mutsuz, onurları örselenmiş bu insanları görmesiydik”. Cezaevi’nde, kadın, adli, çocuk,  KCK, PKK, Hizbullah tutuklusu ve hükümlüsü herkesle konuştuklarını anlatan Kürkçü, “ Bin 222 tane insanın bulunduğu yere girdik.  Son derece can sıkıcı ve bir insanı kötü duygulara yönelten bir deneyim oldu”.

TBMM İnsan Hakları Cezaevi İnceleme Komisyonu Osmaniye Cezaevi’ndeki  incelemesinde neye uğradığını şaşırdı.

‘Edep yerlerini göstermeyenlere kötü muamele’

Cezaevi yönetimi çıplak aramada sınır koymuyor.  “Edep yerlerini göstermek istemeyenlere, onuru kırıcı davranış ve şiddet uygulandığını söyleyen Kürkçü, “Koğuş sayımlarında, insan haysiyeti ve onur kırıcı tutum var. Tek sıra halinde  başları önde yürümeye zorlanıyorlar.  Tükettikleri suyun miktarı da sorun. Ona da bir sınırlama getirilmiş. Kantinde, mahkumların istekleri değil kantincinin  istediği şeyler var. 10 saatlik sohbet süresi diye bir şey yok.  Sakal traşı damlatması  var”.

Ertuğrul Kürkçü Osmaniye Cezaevinde yaşananları defalarca meclis kürsüsünden ve basın açıklamalarıyla duyurmaya çalışmış, hem adalet bakanlığına hem de İnsan hakları komisyonuna bu konuyla ilgili birçok dilekçe vermişti.