Filistin’in işgalci İsrail’e karşı mücadelesiyle tam dayanışma

Halkların Demokratik Kongresi 29 Kasım “Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü”nde Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının tanınması ve topraklarının İsrail işgalinden kurtarılması uğruna 70 yıldır sürdüre-geldiği mücadelenin yanında ve tam dayanışma içinde olduğunu açıklamayı bir borç biliyor ve Türkiye ve Kürdistan halklarını Filistin halkıyla dayanışmaya çağırıyor.

int29 Kasım, Filistin halkının en kara gününün de, özgürlük mücadelesinin dönüm noktalarının da yıldönümü. Filistin Birleşmiş Milletler’in (BM) 29 Kasım 1947 tarihli kararıyla Araplar ve Yahudiler arasında ikiye bölünmüş, Filistin topraklarındaki İsrail işgali BM tarafından tanınmıştı. Aynı BM, Filistin halkının ve devrimcilerinin 30 yıl süren mücadelesi sonucunda 1977’de 29 Kasım’ı “Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü” ilan etmişti. 29 Kasım 2012’de ise BM Genel Kurulu 193 üye devletten 138’inin onayıyla Filistin’e “gözlemci devlet” statüsü tanıdı.

Ne var ki, Filistin halkının 70 yıldır süregiden meşru mücadelesiyle İsrail devletine karşı elde ettiği kazanımlara rağmen, Filistin topraklarının yüzde 85’i hala İsrail işgali altında. Filistin halkının kendi kaderini tayin, başkenti Kudüs olan bağımsız devletini kurma ve sürgündeki Filistinlilerin yurtlarına dönme hakları hala tanınmadığı gibi, İsrail’in Filistin’de işgal altında tuttuğu bölgeleri genişletmeye yönelik saldırgan, işgalci ve yayılmacı tutu-mu bütün şiddetiyle süre gidiyor, İsrail hapishaneleri Filistinli direnişçilerle dolup taşıyor.

Geçtiğimiz günlerde El Aksa camiine yöneltilen şiddetli saldırılar, Yahudi yerleşimcilerle işgalci askerlerin işle-dikleri cinayetler ve gençliğe yönelik kitlesel tutuklamalarla şiddetini artıran İsrail zulmüne karşı Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de iki aydır süren Üçüncü İntifada boyunca yüzü aşkın Filistinli öldürüldü. İsrail, halk direnişini bastırmak amacıyla tüm evrensel hukuk kurallarını ve insan haklarını çiğneyen, Türkiye’deki “İç Güvenlik” yasalarından aşina olduğumuz, yeni baskı yasaları çıkarmak zorunda kaldı.

Türkiye’nin Suriye’de rejim değişikliği hevesiyle IŞİD ile girdiği suç ortaklığı ve Kürt halkının özyönetim talebine karşı Cizre, Silvan, Nusaybin, Beytüşşebap, Yüksekova ve başka yerlerde uyguladığı devlet şiddetiyle İsrail’in Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de Filistinlilere yönelik olarak sürdürdüğü katliamlar her iki devletin, ihtilaf içindelermiş gibi görünmelerine karşın insanlığa karşı suç işlemekte birbirlerine diyecek sözleri olmadığının en açık kanıtları.

Filistinliler, AKP ve Erdoğan’ın Filistin’e ilgisinin halkın kendi kaderini tayin hakkına değil Filistin’in mazlumiyetini Ortadoğu ve Arap İslam aleminde süregiden mezhep eksenli nüfuz mücadelesine alet etmeye yönelik olduğunu çok iyi biliyorlar.

Günümüzde Filistin halkıyla uluslararası dayanışmanın en etkili yolu—kofluğu her geçen gün daha açık görünen “one minute” şovlarında değil—büyük devletlerin sağladığı dokunulmazlıktan yararlanan İsrail işgal rejiminin gerçek yüzünü ortaya çıkartarak demokrasi maskesinin düşürülmesinden; her birey, örgüt, kurum ve kuruluşun kendi gücü, koşulları ve imkanlarına göre İsrail’i boykot etmesinden; Türkiye’yi İsrail işgal rejimiyle askeri, iktisadi, diplomatik ilişkilerini kesmeye zorlamaktan; İsrail rejimi ve yöneticilerinin Filistin’de işledikleri insanlık suçları için uluslararası yargı önünde hesap vermesine yönelik kampanyalarla yalnızlaştırılmasından geçiyor.

HDK, İsrail’e karşı silahlı mücadelenin başladığı 1970’lerden Beyrut’un İsrail tarafından işgaline karşı 1980’lerdeki direnişe kadar Türk ve Kürt devrimcilerin Filistin halkıyla omuz omuza verdikleri ve bugün de süren mücadelelerin mirasçısıdır. HDK doğal olarak Filistin, Kürt ve Türk halklarıyla bütün Orta Doğu halklarının özgürlük mücadeleleri arasında somut ve güçlü bir dayanışma kurmanın zorunluluğunun bilincindedir. HDK tarihsel sürecin bunun da ötesinde halklarımızın mücadelelerini ortak bir bölge ve dünya tasavvuru çerçevesinde birleştirmeye yazgılı kıldığı inancıyla bu doğrultuda çaba göstermeye devam edecektir.

Halkların Demokratik Kongresi

Eşsözcüleri

Sebahat Tuncel & Ertuğrul Kürkçü

28 Kasım 2015