Hata Değil Planlı Katliam

Roboski Katliamı’nı ‘hata’ olarak adlandırıp manipülatif tartışmalarla karartan Başbakan’a Ertuğrul Kürkçü’den yanıt: Görüntüler net, hata değil, bilerek yapılmış bir katliam.

Katliamın hata olmadığını söyleyen Kürkçü, Heron görüntülerini anlattı: “Görüntülere baktığımız zaman silahsız bir insan ve hayvan kafilesinin mazot taşıdığını açıkça anlayabildik. Ancak bundan daha korkuncu bombalamanın başladığı an, aslında şüphelenilen topluluğun HPG’li olmadığının çok net belli olmasıydı.”

Hükümet Bundan Kurtulamaz

Hükümetin net olan katliam nedeniyle sıkıştığını ve bundan sıyrılmak için manipülatif tartışmalar geliştirdiğini söyleyen Kürkçü, “İlk grup vurulduğunda da diğer grupların sivil olduğu anlaşılmıştı, ancak hepsini imha etmeyi tercih ettiler. Bu bilerek yapılmış bir sivil katliamdır. Başka bir şey düşünmeye gerek yok” dedi.

‘Hata yok’ bilerek yapılan katliam var’

Roboski’de TSK bombalarıyla 34 yurttaşın katledilmesinin üzerinden 5 ay geçerken, faillerle ilgili tek bir işlem yapılmadı. Bugünlerdeyse Başbakan Erdoğan, “Uludere’de hepimizi üzen bir hata yapılmıştır. Bakın, olay sınırımızın dışında olduğu halde, bu kişiler terör bölgesinde bulundukları ve yasal olmayan bir iş yaptıkları halde, hatayla vurulan bu insanlar konusunda devlet yapması gereken neyse hepsini yapmaktadır” dedi. Görüntüleri izleyen ve ASELSAN uzmanı olmayan Uludere Komisyonu Üyesi ve BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bombalama görüntülerini dehşet verici bularak şunları anlattı: “34 sivilin son 7 saatini izledik. Özellikle saldırıya uğrayan sivillerin hareketinin olduğu bölümleri çok daha dikkatlice izledik. Termal kamera görüntüleri esasen optik kamera görüntülerinden farklı olarak ısıya duyarlı bir sistemle görüntü veriyor, bu da şu manaya geliyor sıcak nesneler siyah soğuk nesneler beyaz görünüyor. Bu yüzden aslında hareket halinde olan siyah nesnelerin ne olduğu hakkında çok net fikir veriyor. Bu siyah nesneler hayvanlarla yük taşıyan siviller ve bu bana göre de diğer komisyon üyelerine göre de çok netti.

Silahsız ve sivil oldukları çok açıktı

Görüntülerde siyah nesnelerin üzerindeki beyaz nesnelerin muntazam olarak yerleştirilmiş olduğu görülüyordu. Bunların da mazot yüklü bidonlar olduğu yine çok açıktı. Silah olacağını varsayacağımız uzun ince beyaz nesneler ise hiç yoktu. Dolayısıyla baktığımız zaman silahsız bir insan ve hayvan kafilesinin mazot taşıdığını açıkça anlayabildik. Bu topluluğun HPG’li olmadığı çok net belliydi. İlk grupdaki siviller (kafile köye girmek için beklerlerken 4 ayrı gruba ayrılmıştı) havaya uçurulmadan önce uçak sesini duyuyor ve biribirine yaklaşıyor. Bu da onların HPG’li olmadığının en büyük kanıtı. Çünkü bir HPG’li müfrezesi uçak sesi duyunca dağılır ama onlar biraraya toplanmışlardı. Birinci grup bombalandıktan sonra arkadaki gruplar da birbirlerine sokuldular. Yani bunlar hiçbir askeri eğitimi olmayan, endişeleri ve korkularıyla bilinçsizce hareket eden bir insan topluluğuydu. Birinci grup vurulduğunda diğer grupların hareketine bakarak kafiledekilerin sivil olduğu anlaşılabilirdi. Ancak artık bir kere oku yaydan çıkardıkları için bütün gurubu imha etmeyi tercih ettiler. Bence o jetin her sorti yapışında bir yeni karar verildi ve o yeni karar daima orada bulunan köylülerin aleyhine oldu.”

‘Bilgiler komisyondan gizleniyor’

Uludere Alt Komisyonu çalışmaları ve işleyişi hakkında da bilgi veren Kürkçü, komisyonun, inceleme komisyonu olması dolayısıyla sınırlı yetkilere sahip olduğuna vurguladı. Kürkçü, komisyonun işlevi Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Savcılığı’nın verdiği gizlilik kararı ile daha da azaltıldığını söyleyerek, Genelkurmay’ın olayla ilgili bilgilerin pek çoğunu komisyondan gizlediğini belirtti. Kürkçü şunları söyledi: Komisyona gelen bilgiler yetersiz. TSK’nin hiçbir bilgi içermeyen raporunun yanı sıra bir de İçişleri Bakanlığı’ndan mülkiye müfettişlerinin yaptığı iç soruşturma bilgisini aldık ama gizlilik kararı nedeniyle rapor elimize verilmedi, sadece okundu. Rapordaki saptamaya göre aslında askeri makamlar suçluydu. Ancak gerekli değerlendirme yapılmamıştı ve  sorumlu 23. Tümen Sınır Komutanlığı’nın üstündeki makamlar gösterilmişti.”

AKP’li üyeler baskı altında

Komisyonun AKP ‘li üyelerinin baskı altında olduğunu düşündüğünü ifade eden Kürkçü, “Bu açıdan komisyonun AKP’li üyeleri basınç altında. Bir süre Yenişafak, Zaman, Akit gibi gazetelerde de gördüğümüz ‘aslında başka bir güç vardı’, ‘orduyu yanılttılar’, ‘orduya tertip kuruldu’ lafları komisyonda dolaştı. Ancak Başbakan bu ihtimalleri saf dışı etti. “Biz yaptık” dedi. Şimdi bu nedenle AKP’li üyeler de zor durumda” dedi. Uludere Komisyonu’ndan ortak bir sonuca varılamayacağını dile getiren Kürkçü, “Komisyon hakkın, adaletin yanında durursa ancak sonuca varılabilir” şeklinde konuştu.

Kürkçü, MHP lideri Bahçeli’nin, Şahin’e sahip çıkmasını ise şöyle değerledirdi: “Şahin ve Erdoğan’nın Kürt meselesine bakış açısı Bahçeli’ninki ile artık tamamen örtüşüyor. Her ikisi de güvenlik ve nihai çözüm yani imha noktasından meseleye bakıyorlar. MHP ve AKP koalisyon ortağılar bence Meclis’te gizli bir koasliyon kuruldu.”

Özgür Gündem, Evrim Kurdoğlu