“Hazreti Muhammed’in Bir Diyanet İşleri Başkanlığı Yoktu”

HDP İzmir milletvekili adayları, Tepekule Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda basınla buluştu. Ertuğrul Kürkçü, HDP’nin yükselişi karşısında partiye yönelik itibarsızlaştırma politikalarına değindi. Diyanet İşleri Başkanlığının lağvı konusuna açıklık getirdi. 

sivilcuma1

Nusaybin’de halk Diyanet’i aradan çıkarıyor: “Devlete itatasizliğimi kabul eyle yarabbi”…

Kürkçü, “Partimize yönelik son dönemlerde her türden itibarsızlaştırma girişiminin artması boşuna değildir. Önceleri ne Tayyip Erdoğan ne partisi ihtimal veriyordu partimizin elde edebileceği sonuçlara. Oysa her gün sabah kalkıp akşam yatana kadar anketlerle bozduğunu bildiğimiz Cumhurbaşkanının önündeki anketler sürekli olarak AKP için aşağıya inen bir çizgi, HDP için yükselen bir çizgi gösterdiği içindir ki son günlerde bu yönde ciddi saldırılarla karşı karşıyayız. En önemli saldırılardan birisi partimizin seçim beyannamesi hedefleri arasında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lağvedileceğine dair taleptir, bununla ilgili önlemdir. AKP’nin bin yıllık mugalataya geri döndüğünü görüyoruz. Halkın zihninde HDP’nin dinin kaldırılacağına yönelik bir çağrı yaptığına ilişkin inanılmaz bir safsatayı işitiyoruz. Çok açık bir şeydir; halkın dine olan inancıyla Diyanet İşleri Başkanlığı arasında aslında hiçbir ilişki yoktur. Hazreti Muhammed’in bir Diyanet İşleri Başkanlığı yoktu benim bildiğim kadarıyla. Hiçbir zaman da olmadı. Din Diyanet’ten önce vardı, Diyanet’ten sonra da var. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı halkın dininin icabını yerine getirmesi için değil, devletin halkın dininin icabına bakması için kurulmuş bir devlet kuruluşudur. Esas meselesi dini devletin hizmetine sokmak, dini Türk milliyetçiliğinin hizmetine sokmaktır” diye konuştu.

“BU TARTIŞMA KOALİSYON TARTIŞMASI GİBİ ABESTİR”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aynı siyasi kanaatleri paylaşmayanların dinsel talepleri ve ihtiyaçları bakımından hiçbir anlam ifade etmeyen bir kuruluş olduğunu söyleyen Kürkçü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kuruluş karşısında sadece biz değil aynı zamanda farklı Sünni mezheplerden, farklı tarikat ve topluluklardan halklarımızın da, sadece kendini İslam dini ile bağlı saymayanlar değil tersine çok daha güçlü İslami idealler peşinde koşanların da eleştirileri aynı yöndedir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin arka bahçesi haline gelmiş olan bu kuruluşun lağvedilmesi ve bunun yerine halkımızın ihtiyaçlarının karşılığı olan, inanç işlerini koordine eden, ihtiyaçlar arasında denge kuran, kamu bütçesinin kaynaklarını farklı dinsel tercih sahipleri arasında adil biçimde paylaştıran bir kurumun muhafaza edileceği aşikardır. Bu kurum tarafından işe alınmış olan insanların hayatlarını çalışarak sürdürebilmeleri için alınacak tedbirler bellidir. O yüzden insanlarımızın Halkların Demokratik Partisi yarın iktidara gelse ertesi gün hayatlarını nasıl idame ettireceklerinden korkması için hiçbir sebep yok. Bu tartışma da bizim açımızdan koalisyon tartışması gibi abestir. Halkların Demokratik Partisi’nin barajı zorlayan güçlü çıkışını frenlemek için toplum kesimlerinin içgüdülerine, endişelerine seslenen senaryolardır.”

KOALİSYON ORTAĞI DEĞİL ANA MUHALEFET

Kürkçü, HDP’nin hangi koalisyonda yer alacağının tartışıldığını hatırlatarak, partisinin güçlü bir ana muhalefet olacağını ifade etti. Kürkçü, şunları söyledi:

“Hangi koalisyona gireceğimiz tartışılıyor. Bu seçimde HDP’ye toplum bir muhalefet misyonu biçiyor. Biz bu görevimizi yerine getireceğiz. Herhangi bir hakimiyet içinde yer almayı düşünmüyoruz. Başkalarının Türkiye’yi yönetip yönetmeyeceğine dair tartışma onlara aittir. AKP’nin blok halinde devletin kurumlarını ve sermaye kuruluşlarını birbirine bağlayan yekpare iktidar hakimiyetini sona erdirmek arzusundayız.”

KÜRKÇÜ’DEN DAVUT VE GOLYAT ÖRNEĞİ

Kürkçü, HDP olarak en çok yapmayı istedikleri şeyi de Davut ve Golyat örneği ile şöyle açıkladı:

“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin blok halinde devlet ve hükümeti yasama ve yürütmeyi, yürütme ve yargıyı, sermayeyi ve idareyi, diyanet işleriyle mahkemeleri, mahkemelerle üniversiteyi, onlarla sermaye kuruluşlarını birbirine bağlayan yekpare iktidar hakimiyetini sona erdirmek arzusundayız. Halkların Demokratik Partisi’nin bu süreçteki rolü; Davut ve Golyat arasındaki ilişki gibidir. Halkların Demokratik Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi kendisini bir dev olarak görse de bir sapan taşıyla Golyat’ı yerle bir eden Davut gibi AKP hükümetine hiç beklemediği, ummadığı, ihtimal bile vermediği darbeyi indirecektir. Yüzde 10 barajını yıkmamız ve geçmemiz demek AKP’nin bu hakimiyetinin son bulması demektir. Yapacağımız iş sadece bizim değil, Türkiye’nin tamamı için son derece önemlidir.”

“YÜZDE 10 BARAJINI YIKIP GEÇMEK İSTİYORUZ”

Kürkçü, 10 gündür seçim çalışmalarına hız verdiğini ancak sadece HDP çalışıyormuş gibi gözüktüğünü belirterek, “10 gündür bu çalışmaları sürdürüyorum. Halkların Demokratik Partisi’nden başka kimse çalışmıyor gibi gözüküyor, ya da biz paçaları erken sıvamış olabiliriz. İzmirlilerin gerekmediği ölçüde çaba göstermekten kaçındıklarını, genel olarak böyle bir yaşam alışkanlıkları olduğunu biliyorum ama bizim biraz ortalama İzmirliden fazla telaşımız var. Çünkü bu yüzde 10 barajını yıkıp geçmek istiyoruz” dedi.

Kürkçü’nün ardından HDP İzmir Milletvekili ve sanatçı Pınar Aydınlar’ın da aralarında bulunduğu İzmir adayları birer konuşma yaptı. – İZMİR