HDK günden güne büyüyor, AKP diktatörlüğünü devireceğiz.

Tayyip Erdoğan’ın tek partili diktatörlüğünün ayaklarının sallandığını görüyoruz. Bundan dolayı BDP ve HDK ileriye gidiyor.

Mersin’de 1 Eylül Dünya Barış günü vesilesiyle düzenlenen etkinlikler kapsamında HDK öncülüğünde bir araya gelen ve aralarında Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, siyasi parti, sivili toplum örgütü temsilcileri ile sinemacı, tiyatrocu ve yazarların da bulunduğu çok sayıda kişi, ellerinde ‘barış istiyoruz’ yazılı balonlarla Barış Meydanı’ndan Mersin Cumhuriyet Meydanı’na doğru bisikletlerle yola çıktı.

Bini aşkın çevik kuvvet polisleri ablukasında bir saatlik yolculuğun ardından amfi tiyatrosuna gelen grup, alkışlarla karşılandı.

Dokunulamaz Doğmadık

Hükümetin dokunulmazlıklara ilişkin başlattığı tartışmaya cevap veren Kürkçü: Halkın bize verdiği görevi yerine getireceğiz. Bizim dokunulmazlıklarımızı tehdit ederek önleyemezler. İster dokunun ister dokunmayın biz işte buradayız. Biz anamızdan dokunulmaz doğmadık.

Kendilerine dokunulan yoksul emekçiler gibi, kendilerine kıyılan Kürt halkı gibi, her gün doğranan kadınlar gibi bize dokunabilirsiniz ama sonunda biz hepimiz size dokunuruz, sizin iktidarınıza dokunuruz Tayyip Erdoğan. Bekle bizi bekle geliyorlar, bekle Halkların Demokratik Kongresini bekleyin.

İyi ki Suriye’ye Giremeyeceksin

Kürkçü: komşularla sıfır sorun diyen Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a seslenerek, Türkiye’nin savaşa girmesine asla izin vermeyeceğiz dedi. Türkiye kendi topraklarının dışına açılmaya çok meraklı.

Kıbrıs’ın kuzeyine, Suriye’nin kuzeyine, Irak’ın kuzeyine, İran’ın batısına, Yunanistan’ın doğusuna, Kafkasya’ya, Ermenistan’a, Kuzey Afrika’ya her yere bir biçimde bayrak göstererek bölgesel paylaşım mücadelesinde bir basamak sıçrayarak kontrol altında tutanlara katılmak istiyor.

Bunlar Türkiye’yi her gün her yerde komşularıyla savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor. Lübnan’a saldıranların üssü Türkiye’ydi, Suriye’ye saldıranların da üssü Türkiye. Türkiye’yi Irak’a saldıranların üssü olmaktan biz halk olarak kurtardık, ancak Tayip Erdoğan bundan duyduğu pişmanlığı ifade etti. ‘Irak’a girecektik’ dedi. İyi ki giremedin, iyi ki Suriye’ye giremeyeceksin, iyi ki her yere giremeyeceksin. Bu halk barışı getirecek.

Türkiye Kürtlerin Kazanımlarını Hazmedemiyor

Kürkçü: Türkiye’nin tek korkusu Irak ve Suriye’de yaşayan Kürtlerden sonra buradaki Kürtlerin de kendini yönetme talebinde bulunması.

Özellikle Batı Kürdistan’da ortaya çıkmış olan halkın kendini yönetme arzusu ve bunun gerçekleşmiş olması, bunun Suriye’de bir özerklik yaratmış olması Türkiye’nin Suriye’ye duyduğu ilginin en önemli kaynağı. ABD, Batı Avrupa genel olarak NATO’ya üye olan ülkeler Suriye rejimini devirmeye uğraşıyorlar. Onların meselesi Rusya’nın gücünü dengelemek, İran’ın etkisini kırmak, Türkiye ise bir yandan İslam aleminin dostu olarak geçiniyor, diğer yandan Suriye’ye girmeye ötekilerden çok daha hevesli.

Niçin? Evvela Suriye’de Kürt halkı kendi kendini yönetmeye başlarsa bu zaten Irak’ta kendi kendini yönetmeye başlayan halklar kervanına neden Türkiye’deki Kürtler de katılmıyor sorusunu akla getireceğindendir. Ama aklına gelmeyen başına gelecek Türkiye’yi yönetenlerin. Çünkü bir savaşa gerek kalmaksızın Türkiye’de halklar kendini bir arada yönetebilirler.

Tayyip Erdoğan Diktatörlüğü Devrilecek

Kürkçü: BDP ile HDK günden güne büyüyor. AKP diktatörlüğünü devireceğiz.

HDK olarak doğanın özgürlüğü için, emeğin hakkı için, savaşa karşı barışı tesis etmek için, inançların özgürlüğü için, hayvanların özgürlüğü için, hakları çiğnenen, ihlal edilen bütün canlıların, bütün öznelerin özgürlüğü için geniş ittifak istiyoruz.

Tayyip Erdoğan’ın tek partili diktatörlüğünün ayaklarının sallandığını görüyoruz. Bundan dolayı BDP ve HDK ileriye gidiyor ve bu ileriye gidişi hiç kimse durduramayacak. Irkçılığı, milliyetçiliği, ayrımcılığı, ön yargıları, halkların kardeşliğini baltalayanların hepsini kulaklarından tutup teşhir edeceğiz. Mersin bunların yuvası olacak. Bütün bunların döl yatağı olacak dedi.

Etkinlik Pınar Aydınlar, Kadir Çat ile Suriyeli sanatçı Badia Hasan’nın Kürtçe, Türkçe ve Arapça seslendirdiği şarkılarla son buldu.