HDK: Kürtlerin Özgürlüğü Hiçbir Zaman Alevi ve Diğer Halklardan Ayrı Düşünülemez!

Aralarında BDP Mersin Milletvekilli Ertuğrul Kürkçü ve İstanbul Milletvekilli Sebahat Tuncel’in de yer aldığı HDK heyeti, Malatya’da düzenlenen halk toplantısında yüzlerce yurttaşla bir araya geldi.

 

hdkmalatyaHeyet, “Barış için eşitlik çözüm için müzakere” programı çerçevesinde KESK bileşenlerini ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ni ziyaret etti. Ziyaretin ardından heyet Belediye Konferans Salonu’nda düzenlenen halk toplantısına katıldı. Yüzlerce yurttaşın katıldığı halk toplantısında, yurttaşlar polis tarafından üst aramasından geçirildikten sonra içeri alındı. Toplantının yapıldığı salona “Barış için eşitlik, çözüm için müzakere” ve “Başka bir dünya, başka bir hayat için birleşiyoruz” pankartları asılırken, toplantının gerçekleştiği binanın çevresinde polisin yoğun önlemler alması dikkat çekti.

 

‘HDK, emekçi, kadın, sosyalist, Alevi, ezilen halkların mücadelesi sonucu oluşmuştur’

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında kısa bilgilendirme yapan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, yeni sürecin HDK açısından çok önemli olduğunu ifade etti. Kürkçü, “Bu yeni süreç bizim için önemlidir. Halkta da bu savaşın bir an önce bitmesi için bir arzu var. Halkların bu arzusu geliştikçe HDK de kendisini daha çok örgütleyecektir. HDK sadece Kürt mücadelesi etrafında kendini örgütlemiyor. HDK, emekçi mücadelesini, kadın mücadelesini, sosyalistlerin mücadelesini, Alevilerin mücadelesini, ezilen halkların mücadelesini ve Kürtlerin mücadelesini birleştirmek için var oldu” dedi. Kürkçü, bu yaşanan sürecin halkların mücadelesi sonucu oluştuğunu belirtirken, “Barış ve savaş arasındaki fark muazzam bir şekilde görülürken kimse HDK’yi barış tarafı olmaktan alıkoyamaz. Bugün yaşanan süreç baskılara ve şiddete karşı boyun eğmeyen halkların mücadelesi sonucu gelişmiştir. Bu sürecin yaratıcısı on binlerdir. Bu on binlerin mücadelesi bu çözüm sürecini ortaya çıkarmıştır. Girilen yol birçok tuzakla dolu olan bir yoldur. Bu yol mutlaka barışa akacak diye bir şey yok. Sayın Öcalan’ın 2013 Newroz’unda yaptığı çağrı bu yolu açmak için çok önemliydi ve yeni bir yoldur. Biz de HDK olarak da bu çağrının en büyük destekçisi olacağız” ifadesinde bulundu.

 

‘Asıl çözüm merkezi Meclis olmalı’

 

Gelişen yeni süreçte asıl çözüm merkezinin Meclis olması gerektiğini dile getiren Kürkçü, “Biz bu süreçte asıl çözüm merkezinin Meclis olmasını istiyoruz. Hükümetin de bu süreçte rolü olmaması çığırtkanlığında değiliz. Halkın bu süreçte aktif olması için Meclis’in de bu süreçte aktif olması gerekir” diyerek hem Hükümet’in hem de Meclis’in bu süreci tek başına yürüteceğini belirtmesinin yanlış olacağını kaydetti. Kürkçü, “Bu süreçte hükümet diline dikkat etmelidir. Özellikle muhatabı olarak gördüğü bir kişiye karşıya kullandığı üsluba da dikkat etmelidir” şeklinde konuştu.

 

‘Kürtlerin özgürlüğü hiçbir zaman Alevi ve diğer halklardan ayrı düşünülemez’

 

Kürtlerin özgürlük mücadelesinin Alevi ve diğer ezilen halklardan ayrı düşünülemeyeceğini belirten Kürkçü, “Öcalan’ın mesajından sonra ‘Kürtler yeni süreçte Alevi ve diğer ezilen halkları yok mu saydılar ve Kürtler bu hükümeti süreklileştirdiler mi’ tarzında saçma sorular ortaya attılar. Ama Kürtlerin özgürlüğü hiçbir zaman Alevi ve diğer halklardan ayrı düşünülemez. Bu barış kararına en büyük desteği Alevilerin vermesi gerekir. Çünkü Kürtlerin özgürlük mücadelesi tüm Türkiye halklarının mücadelesidir” şeklinde konuştu.

 
‘Halkların mücadelesi hükümeti müzakereye zorladı’

 

Kürkçü’nün ardından konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, kapitalist modernitenin yok olup demokratik modernitenin inşa edilmesinin zamanı olduğunu belirterek, artık Ortadoğu’da halkların var olan sistemi kabul etmediğini kaydetti. Mısır’da başlayıp Ortadoğu’ya yayılan halkların hareketini yeni bir devrimi olarak yorumlayan Tuncel, devletin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile gerçekleşen görüşme sürecine nasıl gelindiğine değindi. Tuncel, “Kaç ay öncesine kadar Başbakan elinde iple geziyordu. Ama Kürt halkının mücadelesi, emekçilerin mücadelesi bu süreci yarattı. Hükümet 2009 yılından itibaren baskılarla, tutuklamalarla emekçileri, ezilenleri ve Kürtleri bitireceğinin hesabını yapıyordu. Ama halkların mücadelesi hükümeti müzakere yapmaya zorladı. Ve 2013 Amed Newroz’unda Kürt halkı için yeni bir süreç başladı. Bitiş değil. Yeni bir başlangıçtır. Süreci kazanacak olanlar da örgütlü halklar ve emekçiler olacaktır” dedi.

 

Sanatçı Ferhat Tunç ise, bölgede 30 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı ortamın bu ülkede nelere mal olduğunun herkes tarafından görüldüğüne değinerek, “30 yıldır süren çatışmalı sürecin bu ülkeye nelere mal olduğunu gördük. Bu sürecin barışa evrilmesi açısından mutluyum. Bu savaşta çok çekmiş, katliamlara uğramış halklar olarak bu sürece en büyük desteği vermemiz gerekir” ifadesini kullandı. Tunç’un konuşmasının ardından toplantı soru ve cevaplarla devam etti.