HDK: Sağlık Durumları Kontrol Edilmeli

Açlık grevleri ile ilgili yapılan Kürkçü, Tüzel, Hamzaoğlu, Gürsoy ve Gök’ün katıldığı toplantıda, taleplerin yerine getirilmesi bu esnada da grevcilerin sağlık durumlarının kontrol edilmesi gerektiği belirtildi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu’nun, cezaevlerinde 55. gününe giren açlık grevleriyle ilgili düzenlediği bilgilendirme toplantısında tutukluların sağlık durumunun giderek kötüleştiğine dikkat çekilerek, hükümet ve medyanın gerçekleri görmezden gelen tutumu eleştirildi.

 

‘BAĞIMSIZ HEYET KURULSUN’
Açlık grevindeki  tutsakların sağlık durumlarına ilişkin net bilgilere ulaşamadıklarını belirten Hamzaoğlu,  sağlık tetkiki için cezaevlerine girmek isteyen Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) başvurusuna  Adalet Bakanlığı’nın hala yanıt vermediğine dikkat çekerek “Her bir cezaevine hekim ataması yapılmalı ve açlık grevindeki tutukluların sağlık durumları bağımsız bir sağlık heyeti tarafından izlenmelidir” diye konuştu. Hamzaoğlu, açlık grevindekilerin rotasyonla çalışan aile hekimleri ile muayene olduklarına dikkat çekerek sağlık hizmetlerinin düzenli alabilmeleri için cezaevlerine daimi çalışacak hekimler atanmasını talep etti.

Prof. Dr. Gencay Gürsoy ise hükümetin ve medyanın gerçekli kamuoyundan gizlediğine dikkat çekerek, “Geçmişte de gördüğümüz, tanık olduğumuz bir şey var ‘bunlar geziyorlar, yiyiyorlar’ deniliyor. Hükümet ve medya tarafından böyle gösterilmeye çalışılıyor ama bilinmelidir ki bu insanlar yarın bile komaya girebilirler. O zaman nasıl bir cevap verilecek” şeklinde konuştu. Gürsoy, avukatlardan aldıkları bilgilere göre Bolu, Kandıra, Siirt cezaevlerinde kritik sürece giren tutukluların tek kişilik hücrelere alındığını belirterek, “Acaba önceki açlık grevlerindeki  gibi bir sonuca mı gidiyor diye kaygılıyız” diye konuştu.

 

İNSAN HAKLARI KOMİSYONU’NA TEPKİ
Geçtiğimiz hafta Meclis İnsan Hakları Komisyonunun Bolu Cezaevinde yaptığı ziyaret hakkında bilgi veren BDP Mersin Milletvekilli  Ertuğrul Kürkçü, komisyonun sadece yeni açlık grevine başlayan tutuklularla görüytüğünü dile getirdi. Heyetin yanında yer alan doktorların tutukluların sadece tansiyon ve kilosnu kontrol etmesini de eleştiren Kürkçü, böyle bir incelemenin gerçekleri yansıtmayacağını söyledi. Yeni açlık grevine başlayan bir tutuklunun kilo kaybının az olmasının normal olduğunu belirten Kürkçü, hem hükümetin hem de sağlık bakanlığının konuya duyarsız kaldığını dile getirdi. Tutuklulara yapılan bir müdahalenin kötü sonuçlar doğuracağını söyleyen Kürkçü, “Görüştüğümüz grevciler B1  vitamini istediklerini ancak kendilerine B12 vitamini verildiğini söylediler. Talepleriniz haklı diyenler bir şey yapmıyor. Herkes görevini yenine getirsin” diye konuştu.
Önümüzdeki günlerin çok zor günler olduğuna dikkat çeken Kürkçü, “Bu yol daha aşağıya gitmeden, inişi durduralım. Yaşam hakkı üzerine herhangi bir dayanağı olmayan edebiyat yapmak yerine, yaşam haklarını politik bir irade ile kullanan insanların taleplerini anlayarak, gerçekleştirilmesini sağlayarak grevi bitirilmeli” çağrısı yaptı.

 

“BUNA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Kürkçü’nün ardından söz alan HDK Eş Başkanı Fatma Gök ise, bir insanın anadilde eğitim alması ve savunma yapmasının hiç bir güç tarafından engellenemeyeceğini belirterek, bir eğitimci olarak bundan acı duyduğunu dile getirdi. Cezaevlerinde başlatılan direnişin ülkede yaşayan tüm insanlar için bedenlerini ölüme yatırma olduğunu belirten Gök, “Bir gün bu ülkede insanlar anadilinde eğitim de görecek savunma da yapacak” diye konuştu.

 

TUTUKLULARIN DURUMU KÖTÜ
İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ise, geçtiğimiz cuma günü Bakırköy ve  Silivri Cezaevlerinde  açlık grevinde olan tutukluları ziyaret  ettiğini ve durumlarının kötü olduğunu belirtti. Tutuklularda halsizlik, eklem ve göz ağrıları şikayetleri olduğu bilgisini veren Tüzel, Başbakan’ın yaptığı açıklamaları, “halen çözüm diline uzak” olarak yorumlayan Tüzel, “12 Eylül’de başlayan açlık grevi artık binlerce tutuklu tarafından çığlığa dönüştü. Başbakan başta olmak üzere hükümet çok açık bir şekilde ölüm istiyor. Ölümler çok uzak değil. Olmaması için de herkesin dur demesi gerekiyor. Görev, hepimizin. Ortak yaşam, özgürlük, onur, adalet diyen, çocuklar ölmesin derdi olan herkesindir” şeklinde konuştu.

 

HDK Yürütme kurulunun konuya ilşkin Basın Metni:

DİLE VE DÜŞÜNCEYE KİLİT VURULAMAZ ! TECRİTE SON VERİLSİN !

Cezaevlerinde devam eden açlık grevleri 55. gününe giriyor. Halkların Demokratik Kongresi olarak sorunun çözümü için hükümetin adım atması yönünde çaba gösterdik, bu tutumumuzu sürdürüyoruz. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümünde önemli bir adım olacağını düşündüğümüz taleplerin karşılanması, aynı zamanda halklarımızı birbirine yaklaştıracak, gerilimi azaltacaktır.

Ancak Başbakan Erdoğan’ın hem açlık grevleri konusundaki tahrik edici açıklamaları, hem de BDP yöneticilerine ve milletvekillerine yönelik saldırgan tutumu Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in söylediklerini kıymetsiz hale getiriyor. Başbakan’ın Almanya’daki üslubunu AKP kampında da sürdürmesi, idamı yeniden gündeme getirmesi, sadece cezaevlerini değil, tüm Türkiye’yi hızla gerginliğe ve kargaşaya sürüklüyor.

Bursa’daki polis uygulamaları ve kışkırtılmış sivil güçlerin BDP binalarına saldırısı 3 yurttaşın silahla yaralanmasına ve iki gün boyunca çatışma ortamının sürmesine neden oldu. Edirne, Denizli, İzmir, Mersin gibi illerde sokağa çıkan, barış ve demokratik çözüm isteyen kitlelere yönelik saldırgan polis tutumu, açlık grevleriyle birlikte tüm Türkiye’yi saran bir ateş ortamı yarattı.
Diyarbakır’da BDP’nin yapmak istediği mitingin yasaklanması, valiliğin ve polisin amansız tutumu ortamı tam bir savaş alanına çevirdi. Aynı tutum İstanbul’da pazar günü Aksaray BDP İlçe Binası önünde yapılmak istenen basın açıklamasında da sergilendi ve tazyikli su, biber gazlı, TOMA’lı saldırıda yaralananlar oldu.

Açlık grevinin 55. gününde bulunanlar için günlerin değil, her dakikanın önem kazandığı bir aşamadayız. Hükümetin çözümsüzlüğü dayatması karşısında endişeliyiz.

Başbakan Erdoğan’ın kışkırtıcı üslubu ve hükümetin duyarsızlığı yeni tepkilere yol açıyor. Tüm cezaevlerini kaplayan ve 10 bin dolayında siyasi tutuklunun bugünden itibaren açlık grevine başlayacağını açıklamış olması kaygı vericidir.

Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu olarak sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Açlık grevlerini bitirmek için, anadilde savunma hakkının tanındığı derhal açıklanmalıdır. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit son bulmalı, avukatları, milletvekilleri ve temas grubu ile görüştürülmesi için hemen adım atılmalıdır.

HDK Yürütme Kurulu
5 Kasım 2012