Hükümet PKK’nın Ortadoğu’daki rolünü çok küçümsüyor

Kürkçü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK’yi Türkiyeli bir örgüt olarak okuduğunu Ortadoğu’daki rolünü göz ardı ettiğini söylüyor.

kobane-ypg-5Kürkçü, ‘Birincisi özellikle Kobani karşısındaki tutum şu an müzakere sürecinde belirleyici bir rol oynuyor. Hükümet problemi sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde PKK faaliyetinin sonlandırılması olarak görüyor. Bu gelişmeyi çözüm süreci içinde mütalaa edemiyor. Bu da hükümetin en önemli açmazı. PKK ile KCK ise, çözüm ve müzakere sürecini sadece Türkiye’deki çatışmanın sonlanmasıyla değil Kürtlerin Ortadoğu’daki varoluşuyla ilgili görüyor. Hükümet çatışmanın Türkiye’de tatil edilmiş olmasını Kobani’de Kürtlerin özgürlük mücadelesini baskı altına almak için bir fırsat saydığı ölçüde çatışmasızlığı Rojava’da bir savaş imkanı olarak değerlendirdiğini açığa vurur. Bu da Kürtlerle çatışmanın Suriye topraklarına aktarılması demektir ki, bu manada çatışmasızlık sona ermiş olur’ dedi.

Kürkçü: Öcalan KCK’yla taban tabana zıt açıklama yapmaz ama henüz süreç bitti diyeceğini sanmıyorum

Hükümetin Rojava siyasetinin süreci çökmenin eşiğine getirdiğini belirten Kürkçü, Murat Karayılan ve Cemil Bayık röportajlarıyla KCK Yürütme Konseyi’nin açıklamasını buna kanıt olarak gösteriyor. Kürt mücadelesinin tek değil çok merkezli olarak yürüdüğünü esas alarak Karayılan’ın dediği gibi son değerlendirmeyi salı günü Öcalan’ın yapacağını ifade eden HDP milletvekili, ‘Öcalan’ın KCK’yle taban tabana zıt bir açıklama yapacağını sanmıyorum Çözüm sürecinin çok kırılgan bir noktaya geldiğini ifade etmesini beklerim. Ancak Öcalan’ın “süreç” bitmiştir diyeceğini sanmıyorum. Çözüm ve müzakere süreci akamete uğrayabilir ama silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına ilişkin yönelim hem Öcalan’ın hem KCK’nin takındığı bir pozisyon. Üstelik bu onlar açısından konjonktürel değil tarihsel bir tercih. Çatışmasızlık son bulsa, ateşkes akamete uğrasa da demokratik özerklik hedefine ilerleme tercihi etkilenmez. Çözümün iniş çıkışlı bir süreç olacağını öngörüyorduk. Ama tarihsel tercihin politik mücadele olması, ebedi sükunet demek değil’ dedi.

Kürkçü: Kobani’ye yönelik kara harekatı TSK ile YPG’yi karşı karşıya getirir

Kürkçü ısrarla çözüm sürecinin Kobani’de kilitlendiğini dile getiriyor:

İster koalisyon güçlerinin baskısıyla ister onlarla mutabakat halinde sürdürüyor olsun, hükümetin bütün siyaseti, uygulamaya bakacak olursak IŞİD kuşatmasının Kobani’yi insansızlaştırmasına yönelik. Burada koalisyon ile Türkiye arasında dolaylı bir mutabakat var görünüyor. Koalisyon ülkeleri, IŞİD’i baş tehdit olarak gördüklerini ilan ederek hava akınları için Meclislerinden yetki alıyor, ancak Suriye’ye gelince IŞİD karşısında mücadele eden biricik güç olan PYD’ye güç katacak hiç bir şey yapmıyorlar. Boş alanlar, boş binalar havaya uçuruluyor. Böylece Kobani etrafındaki IŞİD kuşatması daralıyor. IŞİD karşıtı koalisyonun saldırıları nesnel olarak şu ana kadar IŞİD’in Kobani üzerindeki üstünlüğünü himaye etmiş oluyor. Kaldı ki Türkiye koalisyona dahil olmadığı halde kara harekatından dem vurmaya başladı. Hükümetin harekat yönü açıkça ifade edildiği şekilde Şam’a Halep’e Musul’a değil Kobani’ye doğru olacaksa. Türk Silahlı Kuvvetleri’yle YPG gerillalarının doğrudan çatışmasının da önü açılmış demektir ki, bu bizi 2012 koşullarına iade eder.(VOA-Hilmi Hacaloğlu)