İlkelerimizi gözetmeyen hükümet savaş hükümeti olacak

HDP’nin koalisyon ilkelerini değerlendiren HDK Eşsözcüsü Ertuğrul Kürkçü, HDP’nin ilklerinin Türkiye toplumu için çok önemli olduğunun altını çizerek, bu ilkeler gözetilmeden kurulacak bir hükümetin savaş hükümeti olacağını söyledi.

Kurkcu-2-1Meclis Genel Kurulu’nda milletvekillerinin yemin etmesi ile başlayan yeni dönemde koalisyon görüşmeler bu hafta başlayacak. Koalisyon tartışmaları devam ederken, HDP’nin koalisyon şartları için demokrasi, barış ve adalet başlıkları altında sıraladığı ilkelerini HDK Eşsözcüsü ve HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü değerlendirdi.

Kürkçü, HDP’nin koalisyon ile ilgili ortaya koyduğu ilklerin çok net ve anlaşabilir bir tutum olduğunu altını çizerek, seçimlerden önce ve seçimlerden sonra da AKP’nin çözüm merkezli bir siyaset izlemediği, Türkiye’yi savaşa sürüklediği ve savaşı devam ettirmeye kararlı olduğu için AKP ile ortak bir koalisyonu kuramayacaklarını deklere ettiklerini hatırlattı. Ancak Türkiye’de bir hükümet kurulmasına ihtiyaç olduğunu fakat kurulmadığı taktirde bir erken seçime gidileceğini kaydeden Kürkçü, erken seçimin Türkiye için bir vakit kaybı olacağını söyledi.

En önemli mesele Öcalan’ın özgürlüğü

CHP ve AKP arasında kurulacak bir koalisyonun HDP’nin ilklerini karşılayacağı takdirde karşı çıkmayacaklarını daha önce de ifade ettiklerini belirten Kürkçü, “Şuan bizim için en önemli mesele olarak Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve çözüm sürecinin tekrar başlamasıdır. Öcalan özgürlüğü meselesi de sadece onun demir parmaklılıklar arasında çıkıp çıkmaması meselesi değil, onun özgürce çözüm sürecinin baş müzakerecisi olarak söz sahibi olmasını talep ediyoruz. Bu taleplerimize cevap olacak hükümet bizim için önemli özellik taşıyacaktır” dedi.

‘Yeni kurulacak hükümet ilkelerimizi iyi bilmeli’

Yeni bir anayasa tekliflerinin olduğunu ve olmaya devam edeceğini de aktaran Kürkçü, demokratik, özgürlükçü, öz yönetimci, halkların eşitliği esasını dayalı ve eşit yurttaşlık temelini gözeten yeni anayasa hedefi ile kurulacak olan hükümet girişimlerini de olumlu karşılayacaklarını söyledi. Kürkçü, kurulacak hükümetin, Rojava’ya yönelik siyasetini değiştirmesi, Rojava’ya askeri müdahale fikrinin tamamen reddedilmesi, IŞİD’e ve diğer cihatçı çetelere verilen desteğin son bulması gerektiğinin altını çizdi. HDP’nin demokrasi, barış ve adalet ilkesinin iyi bilinmesi gerektiğine işaret eden Kürkçü, “Bu şartları yeni kurulacak hükümet bilmelidir. Eğer bu yeni kurulacak hükümet, bu ilkeleri karşılayamayacaksa, kesinlikle yeni kurulacak hükümet savaş ve esaret hükümeti haline gelecektir. O yüzden partimizden özgürlükçü ve demokratik bir toplum talep eden kitlelerinin özellikle Kürt ve Alevi halklar için son derece sert muhalefet görecektir” diye konuştu.

‘HDP’nin ilkeleri Türkiye toplumu için çok önemli’

Koalisyon hükümetinin çatışan bir siyaset izlemesi durumda en kısa zamanda çökmesi anlamına geleceğine dikkat çeken Kürkçü, şunları belirtti: “HDP muhalefetini de güçlü bir şekilde yapacaktır. Yolsuzluk ve çalışma hayatındaki adaletsizlikleri unutmuş değiliz. Bunlar her an gündeme alacağımız konular ve bunları gündem de tutuyoruz. HDP’nin tüm bu tutumlara karşı bu 3 ilkesi Türkiye toplumu için çok önemli biliyoruz ve sahiplenilmesi gerekiyor.”

‘Akdoğan MHP’nin avukatlığını üstlenmiş’

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın “Bir parti yüzde 40-45 bandında oy alıyor ama tek başına iktidar olamıyor. MHP üç puan fazla alıyor, ama milletvekili HDP ile aynı. Burada bir terslik yok mu? ‘HDP’nin barajı geçmemesi süper olur’ derken bu mantıkla söyledim” sözlerini de değerlendiren Kürkçü, Akdoğan’ın bu tavrını son derece “ironik” olarak bulduklarını söyledi. MHP avukatlığını Akdoğan’a kalmış olması kadar hüzün verici bir şey olamayacağını kaydeden Kürkçü, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP ve MHP eğer hükümet kurmaya bu kadar arzuluları varsa önlerinde hiç bir engel yok, kurabilirler. Kurmak için ellerinde geleni yapabilirler ama ne yazık ki toplum 2 sağcı partiye bir hükümet kuracak kadar destek vermemişse burada suçlu olan seçim yasası değil, onların toplumun kalbine giden yollara açmakta başarısız kalmalarıdır.”