İzmir, “Darbelere ve OHAL’e karşı Demokratik Direniş” dedi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da katılımıyla “Darbelere hayır demokrasi hemen” şiarıyla miting düzenledi. Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenen mitinge binlerce kişinin yanı sıra İzmir Emek, Barış ve Demokrasi Platformu üyesi kurumlar ve HDK eşsözcüsü ve HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, HDP Milletvekilleri Müslüm Doğan,  Mizgin Irgat ile CHP İzmir il yöneticileri de katıldı. 
13680792_1039309406117983_4510419207088581972_nMitingde konuşan HDP İl Eş Başkanı Mafuz Güleryüz, darbenin demokrasinin olmadığı her yerde var olacağını vurgulayarak, askeri ve sivil darbeye de karşı olduklarını ve asla kabul etmeyeceklerini belirtti. Güleryüz PKK Lideri Abullah Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılmasını istedi.

Mitingde daha sonra emek ve demokrasi güçlerinin ortak metni okundu. Metni okuyan TMMOB İzmir İKK Sözcüsü Melih Yalçın ” Emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçler olarak, darbecilere de, sivil dikta heveslilerine de karşı mücadelemizin, sahip çıktığımız değerlerin gereği olduğunun bilincindeyiz. Bugünden sonra yapılacak şey, hangi kesimden olursa olsun ülkemizde demokrasiyi hedef alanlara inat demokrasiyi yeniden inşa etmek ve eşitliği, özgürlüğü tüm toplumsal kesimler için daha güçlü istemektir. Dün olduğu gibi bugün de özgürlük ve demokrasinin sokaklarda ve meydanlarda kazanılacağını ve parlamenter sistemden vazgeçilemeyeceğini vurguluyor, bu bağlamda darbeye ve sivil dikta rejimine karşı durulması gerektiğini ve bu gerekliliği yerine getirmeye devam edeceğimizi belirtiyoruz” dedi.

‘Meclis eleştiri için yoksa ne için var’

13872670_1039309389451318_7869894690864209576_nArdından konuşan HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, dokunulmazlıkları kaldırılmasına rağmen seçildikleri meclisin halkın gerçek meclisi olması için mücadeleye devam edeceklerini de belirtti. Darbeden sonra Türkiye’nin geleceğinin tartışıldığını söyleyen Kürkçü, bu gelecekte HDP’ye yer verilmediğine işaret etti. Beştepe’deki buluşmaya Sırrı Süreyya Önder’in “sayın öcalan” sözleri gerekçe gösterilerek HDP’nin davet edilmemesini eleştiren Kürkçü, “Meclis eleştiri için yoksa ne için vardır. Biz Tayyip Erdoğan’ın askerleri değiliz” diye konuştu.

“Darbe ile bize ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istiyorlar. Ne ölüme ne sıtmaya razıyız” diyen Kürkçü, silah altına alınan zorunlu erlerin linç edilmesinin kabul edilemez olduğunu da belirterek, erlerin bir an önce tahliye edilmesini istedi. Darbe ve OHAL’e karşı demokratik cumhuriyet talep etmeye devam edeceklerini vurgulayan Kürkçü, “Ya demokrasi ya demokrasi” dedi. “Bu darbenin olacağını sevgili yoldaşımız Kürt halk önderi Abdullah Öcalan defalarca söyledi” hatırlatmasında bulunan Kürkçü, ukalaların bununla dalga geçtiğini söyleyerek, darbe mekaniğinin devreye girdiğini söyledi.

‘Erdoğan Beştepe’ye CHP Taksim’e davet etmedi’

Kemal Kılıçdaroğlu’na da seslenen Ertuğrul Kürkçü, “Tayyip Erdoğan’a demişsiniz burada HDP de olmalıydı. Teşekkür ederiz iyi yapmışsınız. Ancak biz orada olmasak da geçen hafta taksimde Kürt halkının bir tek temsilcisi konuşabilmiş olsaydı, dokunulmazlıklarımızın kaldırılırken ‘iyi olur’ demeseydiniz çok daha iyi olurdu. Sizin bizim orada olmamızı söylemeniz değil, demokrat olmaya ihtiyacınız var” dedi.

13686495_1039309096118014_5865707589700010509_nDaha sonra konuşmaya başlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Çok tarihi kritik bir süreçten geçiyoruz, sadece Türkiye, Ortadoğu için değil, Dünya için önemli anlardan geçiyoruz. Yakın zamanda bir cunta girişimi yaşandı. Biz bu darbeyi İzmir’den bir kez kınadığımızı belirtiyoruz. Askeri yöntemlerle ülke yönetimine el koymaya çalışanlar hiç bir gerekçeye  başvuramazlar. Dateye iyinin ya da kötüsü yoktur. Bu demokrasi anlayışına vurulacak bir darbedir. Bu darbe girişimi halkın topyekün tepkisi ile ortadan kaldırılmıştır. Biz de alanlardayız, biz de darbeye ve cuntaya karşı mücadele eden bir gelenekten geliyoruz. Darbeyi davet eden siyasi anlayışı alanlarda eleştireceğiz. Alanlar sadece iktidara açık olmamalıdır .

Askerin belirli aralıklarla yönetime el koymak isteyişi, demokrasi anlayışımızın altında yatıyor. Ülkemizde en başından yokluğunu hissettiğimiz en büyük şey demokrasidir. Demokrasi ile alakası olmayan ülkelerde darbe yaşanır. Biz de demokrasi anlayışı oturmadığı için asker yönetime el koyma cesaretini buluyor. 14 yıllık AKP yönetiminde ve öncesinde demokrasi bu ülkede yaşanmadı. Devleti, yönetenlere ve yandaşlarına peşkeş çektiler.

Cemaat yakın zamana kadar devlet katında önemli yerlere sahiptiler, bakanlık, rektörlük, müdürlük. Cemaatçi olmayanlar hedef gösterildi, meslekten atıldı. Bunlar açıktan yapıldı. Devletin kadrolarını ele geçirdiler. Bundan mennundular çünkü AKP’nin kadrosu yoktu.

Biz daha öncesinde de cemaati eleştirdiğimizde AKP’liler saldırıyordu, cemaati eleştirmek tutuklama sebebiydi. Çünkü balık baştan kokmuştu, savcısı, hakimi, emniyetçisi cemaat üyesiydi.

15 Temmuz’dan bu yana da siyasal anlayışlarında değişen bir şey yok. Demokratik bir uzlaşma anlayışı yok. Bildiğimiz ‘Vatan, Millet, Sakarya’ anlayışları ile değişen bir şey yok. Cuntacıların başarısız olmasının sebebi ise hiç bir siyasi anlayışının olmaması. Yarın olsa yine karşı çıkacağız. Ama bunu her 10 – 15 yılda bir yaşamak zorunda mıyız? Bu halkın demokrasiye ihtiyacı var. Sizin dost dediğiniz düşman çıktı, düşman dediğiniz dost çıktı, darbeye karşı çıktı.

Biz HDP olarak insanların yüreğinde özgürlük sesini bir araya getirebiliyoruz. Biz demokrasiden yana bir anayasanın kurulmasından yanayız. Darbenin ve tek adam rejiminin de bu ülkeye faydası olmaz. Darbeyle ile mücadele hukuk içinde mecliste olmalı. Darbeyle mücadele bu şekilde olmaz. Cemaatin okullarında okumak suç olamaz, darbeyi destekleyip desteklemediğine bakılmalı. İnsanların malına mülküne el konulmamalı. Bu öfkeyi kini büyütür. Bakıyorsunuz cemaatle alakası olmayanlar da görevinden alınan oldu. Yeni darbe girişimlerine davetiye çıkarıyorlar.  Demokrasi içinde hareket edilmemesi darbe zeminlerini yaratır. Darbe koşulları kendini koruyor.

İmralı’deki tecride karşı atılacak adımlar, ülkenin iç barışına hizmet eder. Bizim artık kana gözyaşına ihtiyacımız yok. Demokratik çözüm ortamı tekrar oluşturulmalı. Siyasilerin değil, askerlerin dokunulmazlığı var. Sadece yargı organlarının kısmi dokunulmazlığı olmalı. Dokunulmazlık verdiğiniz, Cizre’de, Sur’da evleri yakıp yıkanlar gelip Ankara’yayı bombaladı. Vicdansızlık, hukuksuzluk devam ediyor. Biz ‘Asker, sivilleri öldürüyor’ dediğimiz de mecliste bizim üstümüze yürüdüler ama gerçeği de gördüler. Askerin dokunulmazlığı kaldırılmalı, hükümete bağlanmalı, meclis kontrol edilebilmeli bunları.

Devlete memur alındığında, kimliğine, mezhebine değil, yeteneğine, liyakatına bakılmalı. Böyle yapıldığı için devlet, yurttaş kaynaşması olmuyor. Valilere, generallere, kritik görevlere bakın. Böyle olunca sürekli bir sıkışma hali oluyor. Devleti yeniden inşaa etmek için mecliste bir komisyon kurulmalı. Devlet HDP’nin de malı olmasın, halkın malı olsun.

Bireysel silahlanma çağrıları yapıldı. Bunun geri çekilmesi lazım. Bu büyük bir provakasyona sebep olur. Devlet halkın güvenliğini korumak zorundadır. Darbe ile mücadele işkence olmamalı, adil soruşturma ile olmalıdır. Haksız yere mağdur edilenlerin mağdurları giderilmeli. Tarafsız olan mahkemelerde yargılama olmazsa, darbenin arkasında gerçek güçler ortaya çıkmayacak. Adil yargılanma herkes için olmalıdır. İdam tartışması da sonlanmalıdır. Yeni bir yasa çıkardığınızda geriye doğru yürümez. İdam çıksa bile darbecilere uygulanamaz. Halkı kandırmaktan vazgeçin. İdam caydırıcı değildir.

OHAL uzatılmamalı ve bir an önce sonlandırılmalıdır. Darbeyle mücadele içn mecliste bir komisyon kurulmalı. Biz bunu talep ettik, diğer partiler de bunu desteklenmelidir. Bu zor günleri atlatacağız. Dik durmaya devam edin. Biz demokrasiye inanan milyonlarız. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz ve alanlarda olmaya devam edeceğiz.”