Kürkçü Birleşik Krallık Parlamentosuna seslendi: ‘Avrupa hükümetleri, insan haklarını “kar etme hakkı”nın önüne koymalı!’

Uzun yıllardır sol mücadelede yer alan Ertuğrul Kürkçü, Dış İşleri Komitesine “Türk seçkinler”in ülkenin demokratik kurumlarını erozyona uğrattığını söyledi.

Peoplesí Democratic Party (HDP) co-chair Sebahat Tuncel (2nd R), Mersin MP Ertugrul Kurkcu (L), and Istanbul MP Sirri Sureyya Onder (2nd L) march with other demonstrators to the offices of Armenian newspaper "Agos" during a commemoration ceremony for slain journalist Hrant Dink, in Istanbul, on January 19, 2014. Turkish riot police were out in force on Sunday as large crowds massed in Istanbul to demand justice for a prominent Turkish Armenian journalist murdered seven years ago. Hrant Dink, one of the most prominent voices of Turkey's shrinking Armenian community, was killed by a gunman on January 19, 2007. The 52-year-old Dink, a prominent member of Turkey's tiny Armenian community, campaigned for reconciliation but was hated by Turkish nationalists for calling the World War I massacres of Armenians a genocide. AFP PHOTO / MIRA / AFP PHOTO / MIRA

Türkiye’nin sol partilerinden Halkların Demokratik Partisi’nin önde gelen üyesi, Birleşik Krallık parlamenterlerini, partisine yönelik bastırma hamlelerinin, devletle Kürt militanlar arasındaki barış umudunu da tahrip ettiği konusunda uyardı.

Türk kökenli, yıllanmış solcu ve HDP’nin onursal başkanı Ertuğrul Kürkçü, Salı günü, Avam Kamarası Dış İşleri Komitesiyle yaptığı görüşmede, Türk seçkinlerin denge ve fren mekanizmalarını tahrip ederek mutlak gücü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ellerine terk ettiğini söyledi.

Türk mahkemeleri, Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetini devirmeyi amaçlayan başarısız 15 Temmuz darbesinin ardından, olağanüstü hal kapsamında, 35.000’i aşkın kişi hakkında tutuklama kararı verdi. 

Eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da içinde olmak üzere bu ay içerisinde, şimdilik, 10 HDP milletvekili hapsedildi. Mayıs’ta Parlamentonun milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmasının ardından, HDP milletvekillerinin büyük çoğunluğu, militan Kürt grup PKK ile bağlantıları olduğu iddiasıyla tutuklanma riski altında. 

Bu durum ülke dışında önemli itiraz ve protestolara neden olurken, pek çok kişiye göre gelişmeler, Türk demokrasisindeki erozyonun devamı niteliğinde. 

Almanya da dahil olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi, kitlesel tutuklamalar ve onlarca gazete ve TV kanalının kapatılmasına dair genel kaygıları dile getirirken, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Boris Johnson bunlara hiç aldırmadan son günlerde Türkiye’yi ziyaret etti ve iki ülke arasında daha sıkı ticari bağlar kurulması doğrultusunda girişimlerde bulundu. 

Biz nefret ve düşmanlığı körüklemiyoruz

Kürkçü, Komite üyelerini Türkiye’de demokratik sistemin tehdit altında olduğu konusunda uyararak, uluslararası dayanışma çağrısında bulundu. “Adalet sistemi tarumar edilmiş ve yürütme tüm devlet kurumlarını kendi kontrolüne almış durumda.”

Komiteye “Hapisteki parlamenter bir oksimorondur.” diyerek seslenen Kürkçü, “Bu tek başımıza mücadele edebileceğimiz bir şey değil” dedi. 

Türkiye parlamentosunun diğer iki büyük partisi olan laik-milliyetçi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’ ile ultra-milliyetçi Milliyetçi Hareket Partisi’ni (MHP) de milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmak için AKP’ye verdikleri destek nedeniyle eleştirdi. 

Hükümet uzun zamandır HDP’yi, 1984’den bu yana Türk devletine karşı 40.000’den fazla kişinin yaşamına mal olan bir gerilla savaşı sürdüren PKK’nin uzantısı olmakla itham ediyor. 

HDP ise PKK’den bağımsız olduğunu ve “Kürt sorunu”nda barışçıl bir çözümü amaçladığını savunuyor.

Temmuz 2015’te ateşkesin bozulmasından önceki müzakere sürecinden Kürt ve Türk halklarının büyük yarar gördüğünü söyleyen Kürkçü, “Kürt bölgelerinde siyasal ve ekonomik olarak büyük bir gelişme oldu” dedi fakat “Bu süreçten yarar görenler, bunun için Erdoğan’a minnet etmedi ve oylarını HDP’ye verdi. Bu, hükümet için müzakere sürecini oldukça maliyetli bir süreç haline getirdi… barışın maliyeti onlara savaşın maliyetinden daha büyük gözüktü” diye ekledi.

Kürkçü, HDP’nin hayat bulmasının, “bilhassa 2011 ila 2015 yılları arasında” Türkiye’de var olan nispi demokratik koşulların bir sonucu olduğunu söyledi. 

Hem PKK’nin hem de HDP’nin güç ve toplumsal desteğini Kürt halkından aldığını ifade eden Kürkçü, “HDP’ye oy veren Kürt ailelerinin, PKK safında dağlarda savaşan kızları ve oğulları olabilir” dedi. 

Tüm bunlara rağmen, gidişatın ve verili şartların HDP’nin politik tercihlerini etkilemediğini söyleyen Kürkçü, “Biz başından itibaren barışçıl, demokratik ve katılımcı bir hatta durduk… insanlar arasında nefret ve düşmanlığı körüklemedik” dedi ve 2013 yılında kurulup 2015 yılında bozulan barış ve ateşkes ortamından hem Türk hem de Kürt halkının yarar gördüğünü ekledi.

Kürkçü, 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’de sol siyasetin içinde yer aldı ve 1971 yılında yükselen politik gerilim koşullarında yönetime el koyan askeri yönetime karşı silahlanan Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonunun (DEV-GENÇ) bir üyesiydi.

Kolluk kuvvetlerince yakalanmasının ardından, 1972 ile 1986 arasında, 14 yılını hapiste geçirdi. Hapiste bulunduğu süre içerisinde, Karl Marx’ın Biyografisi de içinde olmak üzere pek çok kitabı Türkçeye çevirdi. 

Solu ve Kürtleri Birleştirmek

Solcularla Kürt Özgürlük Hareketi arasındaki ilişkiler önceki on yıllar boyunca genellikle gerilimliydi. Kürkçü, 2000’li yıllarda bu iki hareket arasındaki politik uçurum üzerinde köprü kurmaya çalışan başarılı bazı ön girişimlerde yer aldı. Bu çabalar sonunda, HDP’nin kurulmasını  sağladı.

Kürkçü, parlamento komitesine, Kürtlerin çok yol aldıklarını ve pek çok kazanım elde ettiklerini, bu nedenle ulusal düzeyde güç paylaşımından daha azına razı olmayacaklarını söyledi. Türkiye’deki şartların giderek kırılganlaştığı konusunda komiteyi uyaran Kürkçü, “Türkiye’yi yönetenlerden daha farklı özlemleri olan Türkler dahi artık başka ülkelere göç etmeyi seçiyor” dedi.  

Barış sürecinin kesildiği Temmuz 2015 tarihinden bugüne kadar, kayıtlara göre 2300’ü aşkın insan öldürüldü ve Türkiye’nin güneydoğu illerinin çevresi harabeye dönüştü.

HDP onursal başkanı, uluslar arası hükümetlerin “insan hakları”nı “kar etme hakkı”nın  önüne koyması ve Türkiye’ye karşı harekete geçmesinin gerektiğini dile getirdi. Aksi takdirde şiddetin kaçınılmaz olarak süreceği konusunda uyardı. 

Kürkçü “Eşit fırsatlar ve daha demokratik koşullar olmadıkça barışı da elde edemeyiz.” dedi.

(http://www.middleeasteye.net/news/hdp-president-warns-uk-mps-prospect-peace-turkey-becoming-more-distant-616235108)