Kürkçü: Cezaevlerindeki sese güç katalım

Ertuğrul Kürkçü, Kürt siyasi tutukluların sürdürdüğü açlık grevine dikkat çekti.
Kürt siyasi tutukluların sürdürdüğü açlık grevine dikkat çekmek amacıyla Mersin E Tipi Kapalı Hapishanesi’nin önünde basın açıklaması yapılan basın açıklamasına Mersin BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk katıldı.

 

Kürkçü, “Dört duvar arasında olan binler, bu meseleyi çözebileceğine inanıyorken; hareket alanı daha geniş, iletişim alanı daha yüksek olan politikacılar, akademisyenler, yazarlar, gazeteciler bu meseleye dair henüz hatırı sayılır adımlar atmamıştır” dedi.
Kürkçü, toplumun tüm kesimlerini cezaevlerinden yükselen sese güç katmaya davet etti. Kürkçü sözlerine şöyle devam etti: “Bu ülkede 20 yıldır tabut kaldırıyoruz. Oysa bu topraklar artık hayat istiyor. Bu hayatı karşılamak için insanlar ölümü göze alıyorlar. Biz onlar kadar cesur olabiliriz. Ölüm değil hayat kazansın, savaş değil barış kazansın, zalimler değil mazlumlar kazansın. Bütün insanlık tarihinin talebi budur” diye konuştu.

Eylemde sık sık, “Siyasi tutsaklar serbest bırakılsın”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.

Kürkçü Bianet’e verdiği röportajda ise şunları söyledi:

“Yedi çocuk da açlık grevine girdi”

Kürkçü, Mersin ve Adana’da açlık grevi yapan mahpuslarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Adana Kürkçüler Cezaevi’nde 20, Karataş Kadın Kapalı Cezaevi’nde beş kişi açlık grevinde. Mersin E Tipi Cezaevi’nde de çocuk tutuklulardan yedisi açlık grevine başlamış durumda.”
“Kürkçüler Cezaevi’ndeki açlık grevcilerinin hepsi hükümlü, yarısı 5 Ekim’den, diğerleri 15 Ekim’den bu yana açlık grevinde. 5 Ekim’de açlık grevine başlayanların sağlık durumunda bozulmalar başladı. Henüz hastaneye kaldırılan kimse yok.”

“Açlık grevcileri görüşe de çıkmıyor”

Kürkçü, buradaki cezaevi yönetiminin olumsuz bir tutumu olmadığını, Karataş’ta ise yönetim ile açlık grevi yapan kadınlar arasında bir gerginlik olduğunu belirtti.
“Karataş Cezaevi’nde açlık grevi yapan kadınlar ayrı koğuşa alınmış durumda. Açlık grevi yapanlar görüşe de çıkmıyorlar, aldığımız bilgilere göre bir tecrit durumu söz konusu değil bu bölgedeki cezaevlerinde, yanlarında refakatçi kalıyor.”
“Doktor kontrolü olup olmadığını” sorduğumuz Kürkçü, Karataş’ta istediklerinde muayene olabilecekleri bir doktorun olduğunu, Kürkçüler Cezaevi’nde de aile hekimi olduğunu söyledi.

“Parası olmayan musluk suyu içiyor”

Açlık grevindeki bazı mahpusların musluk suyuna mecbur bırakıldığı iddiasıyla ilgili de şu açıklamayı yaptı:
“Karataş Cezaevi’nde zaten ağır bir hijyen sorunu vardı, suları akmıyor. İtfaiye su getiriyor cezaevine ama bu da içme suyu değil, temizlik suyu. İnfaz koruma memurları da bu suyu kendilerinin içmediğini söylediler. Ancak içme suyu alacak parası olmayan mahpuslar bu suyu içmek zorunda kalıyorlar.”
Karataş Cezaevi’nde tek kişilik yerde iki kişinin kaldığını söyleyen Kürkçü, hapishanede fare ve haşerat problemi de olduğunu söyledi.
“B1 vitamini ya da vitamin kompleksi alınıyor mu” diye sorduk, şöyle yanıtladı:
“Meyve suları içerek doğal yollardan vitamin almaya çalışıyorlar. Ancak ilaç kullanımına ihtiyaç var, hekimler süreci izlemeli.”
Kürkçü, bu meselenin sanıldığından çok daha ciddi sonuçlara gebe olduğunu, “Hükümet’in mahpusların kararlılığını test etmemesi gerektiğini” söyledi, can kaybı yaşanabileceğini ifade etti.
“Şu an grevin neden ve nasıl başladığını konuşmak yerine yaşam riski ve haklı talepleri olan insanlarla ilgili çözüm için çaba gösterilmeli.”