Kürkçü’den Erdoğan’a: “Kuzu kuzu HDP diyeceksin!”

Mardin Yeşil Ğurs Derneği’nde gündemi değerlendiren İzmir milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Erdoğan’ın “HDP’ye parti demeye dilim varmıyor” sataşmasını yanıtladı:”Sen 6 milyon insanın hür iradesiyle oy verdiği ve meclise soktuğu bir partiye yakıştırmada bulunamazsın, adıyla çağırmak zorundasın.”

HDP milletvekili Kürkçü Yeşil Ğurs Derneği'nde konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı

HDP milletvekili Kürkçü Yeşil Ğurs Derneği’nde konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 1 Kasım seçimleri öncesinde çalışmalarına Mardin Yeşil Ğurs Köyleri Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret ederek devam etti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın HDP’yi kast ederek “Parti bile diyemiyorum organizasyon diyorum” şeklindeki sözlerine yanıt veren Kürkçü, Erdoğan’a şöyle seslendi: “Sen 6 milyon insanın hür iradesiyle oy verdiği ve meclise soktuğu bir partiye nasıl organizasyon dersin? Kendi deyimiyle ona sesleniyorum. Kuzu kuzu Halkların Demokratik Partisi diyeceksin, HDP diyeceksin.”

Saray’ın 7 Haziran’dan sonra halkları sandıktan uzaklaştırma çabası izlendiğini söyleyen Kürkçü, herkesi 1 Kasım’da oy vermeye ve sandıklara sahip çıkmaya çağırdı. Kürkçü şöyle dedi: “400 vekili verin canınızı kurtarın pazarlığını kabul etmiyoruz. İsterseniz canımızı da alın ama biz yine de hakkımızı alacağız. Anlaşarak, tartışarak yeni bir hayat kuracağız. Bunu en çok siz toplumu inşa edenler hak ediyorsunuz.”

HDP’nin barış için çalışmalarını sürdüreceğini vurgulayan Kürkçü “Devletin baştan aşağı değişmesi lazım. İnsanları ezerek var olan bir yapının yerine yeni bir yapı inşa etmeliyiz. Tüm milliyetlere karşı eşit mesafede olan, vatandaşına yalnız vatandaşı olduğu için hizmet eden ‘Efendi halktır, halk ise çokluktur’ diyebilen bir devlet için mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu.

HDP’nin bu seçimde barışa oy istediğini söyleyen İzmir Milletvekili Kürkçü, “Bir ülkede savaş varsa o ülkede üretime, eğitime, sağlığa harcanması gereken kaynaklar savaşa yatırılıyor. Üretimden, eğitimden, sağlıktan mahrum kalan halklar savaş nedeniyle birbirlerinin karşısında, parçalara ayrılıyor. Biz bu kanayan yarayı iyileştirmek, akan kanı durdurmak istiyoruz” dedi.