Mehmet Karakaya: Benim için asker, polis, gerilla, hepsi şehit ‎

Yaşam Hakkı İhlallerini İnceleme Komisyonu, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen PKK üyesi Ahmet Şerif Karakaya’nın babası Mehmet Karakaya’yı dinledi.

Mehmet Karakaya, “Ben gerilla babasıyım. Buraya ağlamak için gelmedim. PKK’lı değilim. Halkların birbirini kucaklamasını istiyorum” dedi. Karakaya, ‘Devlet gerillaların ailelerine tazminat ödesin önerisinde bulundu. Karakaya, oğlu için ‘şehit’ tanımı yapınca sorular milletvekillerinden geldi. Karakaya, “Benim için, asker, polis, gerilla bu ülke için hayatını kaybettiği için şehittir” dedi.

Karakaya, “2009 yılının 15 Mayıs’ın da Gabar Dağı’nda çatışmada oğlum öldü. Siirt’e gittim. Eruh Savcılığı’na başvurdum cenazeyi vermediler. Zok ısrarcı olunca, savcılık CD’den oğlu gösterdi. Ben de teşhis ettim.  O gürüntüyü cep telefonuma kaydettim” dedi.

“Oğlumun cenazesini almak istiyorum. Helikopterle resim çekmek mümkün olabilir ama soymak mümkün değil” diyen Karakaya, “Hem elbiseli hem soyunmuş resimleri vardı. Biraz olsun acımın dinmesi için, polis-asker-sivil yaşamını yitirenlerin mezar taşları var. Fatiha okuyup bağrına basabiliyorlar. Ben de cenazemi alıp bunu yapabilmek istiyorum” şeklinde konuştu. Karakaya, kendisine gösterilen görüntülerde cenazelerin yüzlerinde kızarıklıklar olduğuna dikkat çekerek, kimyasal silah kullanıldığı kanısını taşıdığını sözlerine ekledi.

‘Öteki oğlum da dağda”

“Oğlum Kürt sorunu ile ilgili bunlardan dolayı dağa çıktı. Dileğimiz barış olsun halklar birbirini kucaklasın. Barışın esas kılınması temel amacım bu. Böyle olursa, acımı bir anda unutabilirim. Bundan sonra yeter ki acılar olmasın. Yeter ki kucaklayalım. Acı yaşanmasın diye ‘kendimi geda edebilirim.’ Ne asker, ne gerilla ne polis ölmesin. 5 çocuğum var. Bir kızım okuyor. Biri üniversitede. Bir tanesi cezaevinde. Birinin dağa çıktığını düşünüyorum.

Türkiye’de 224 toplu mezar olduğunu ve bunların 29’unun bulunup açıldığını söyleyen BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise, toplu mezarların tümünde 3 binin üzerinde kişinin gömülü olduğu bilgisini verdi ve “Oğlunuz bu mezarlarda olabilir mi” diye sordu.

Karakaya devletin oğlunu alıp bir toplu mezara gömmüş olabileceğini belirtti. Ben devletin ölen oğlumu, dağ başında kurda kuş yem yapacağına inanmıyorum. En azından mezara koyacaklarını düşünüyorum. Sağ olan da belki ölmüştür bilmiyorum. Onun gerillaya katıldığını düşünüyorum. Kendi özgür iradesiyle.”

Kürkçü, Karakaya’ya bir oğlunun hala dağda olduğunu hatırlatarak, “Bir baba olarak ne yapmak istersiniz” diye sordu. İmam Hüseyin’in torunu olduğunu iddia eden Karakaya, “Ülkede barışı sağlamak için asker-polis-gerilla anneleri kucaklaşmalı. Acı her yerde aynı. Şartlar dağa çıkmamayı gerektirmeli. Herkes eşit özgür haklarına kavuşmalı. O zaman dağa çıkılmaz diye düşünüyorum” dedi.

‘Dağdan inmesini talep etmez misiniz”

Karakaya’nın ikinci oğlunun da dağda olduğunu öğrenen milletvekilleri, “Dağdan inmesini talep etmez misiniz” diye sordu. Karakaya, “Oğlumun ölmesini istemiyorum” yanıtı verdi.  Komisyonda buz gibi hava eserken MHP’li Halaçoğlu, “İnmesini istemiyor musunuz? Dağda cana kıyılacaktır” dedi. CHP’li Malik Ecder Özdemir de, “İnsin istemiyorsunuz” diye değerlendirdi.

Mehmet Karakaya’nın değerlendirmeleri şöyle:

“Silahla bir yere varılmayacağını söylüyorum. Sivil, asker, polis gerilla aileleri bu işten bedel ödeyenler, ailelerin birbirini kucaklaması lazım. Yarın bir gün yeniden yüreğim yanar. Temel taşı olduğum devlet böyle bir şey yapmış. Benim askerim bana küfür ederek benim bayrağım altında bana çirkinlik yaptı. Üstlerin haberi olmayabilir ama bun işi yapanlar yargı önüne çıkabilmeli”
“Bu ülke içerisinde ölen herkes polis, asker, gerilla hepsi şehittir. Devletin polise askere baktığı gibi gerillaya da aynı gözle bakmasını istiyorum. Polis asker gerilla bizimdir. Devlet gerillalara da tazminat ödemelidir.”

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, gerillanın “devletle mücadele eden adam” demek olduğunu söyledi ve onlarla mücadele sırasında da kiminin kafasının, kolunun kiminin bacağının kopabileceğini belirterek insanlık dışı uygulamaları savundu. Halaçoğlu’nun bu sözlerine Kürkçü, “İnsan hakları komisyonunda bunu nasıl ifade edersiniz. Bu nasıl ifadeler. Kafa koparmak normal midir? Dağa çıkmış, ölmüş gibi konuşuyorsunuz” şeklinde tepki gösterdi.

Kürkçü-Özdemir arasında “ordu” tartışması

Bu arada CHP’li Özdemir ile BDP’li Kürkçü arasında “Yönlendirme” tartışması yaşandı. Kürkçü, Özdemir’in daha önce şehit eşini son toplantıda da babayı yönlendirdiği suçlamasına “Ölmüş insanın mezarı yok. Nerede olabilir sorusunu sormamışsak kurda kuşa yem edilmişi kabul ederiz. Oğlu kızı için gelip ağlanacaksa sadece 10 kişinin öykünü dinler dosyayı kapatırız. Şehit eşini de iknaya çalışmadık. Yargı önünde itirafçının sözlerini hatırlattık” dedi. Kürkçü devamında “İşimizi ciddi yapalım” diye seslenince Özdemir, “Ben işimi ciddi yapıyorum. Her fırsatta Meclis kürsüsünde orduya işgalci diyorsunuz” diye çıkıştı. Kürkçü, “Ordunun avukatı mısın” dedi. Özdemir, “Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekiliyim” diye karşılık verdi. Kürkçü ise “Bana ayar mı vereceksin” diye tepki gösterdi.