Mersin’de Çocuklar Barış ve Özgürlüğü Konuştu

‘Çocuklar özgürlük ve barışı konuşuyor’ panelinde bir araya gelen çocuklar, varlıklarının hiç kimsenin varlığına armağan edilmediği bir dünya özlemini dile getirdi.

 

mersinMersin’de yıllarca, küçük yaşlarında polisin şiddetine maruz kalan, gaz bombalarının hedefi haline gelen, taciz, tecavüz ve işkence gören, yaşlarından büyük cezalara çarptırılan ve yaşadıkları ağır koşullar nedeniyle çabucak büyümek zorunda kalan çocuklar barış ve özgürlüğü konuşmak için bir araya geldi. Akdeniz Belediyesi Çocuk ve Gençlik Danışma Merkezi tarafından organize edilen “Çocuklar özgürlüğü ve barışı konuşuyor” adlı panele BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün yanı sıra yüzlerce çocuk ve aileleri katıldı.

 

İlk olarak söz alan 14 yaşındaki T. savaşı kendi gözleriyle görmediğini, savaşı hep televizyonlarda izlediğini söyleyerek, “Benim gözümde savaş kan, ölüm, bomba ve parçalanmış vücutlardır” diye tanımladı. İçine girilen sürecin kendisine umut verdiğini ifade eden T. çocukların daha fazla desteklenmesini ve dikkate alınmasını istedi. T. son olarak Kürt ve diğer halklardan çocuklarla hiçbir engel olmadan barış içinde bir arada yaşamak isteğini söyledi.

 

15 yaşındaki H. isimli çocuk ise mevcut sisteme isyan etmek için Kürt olmanın önemli olmadığını vurgulayarak, çocuklar olarak sistemin dayatmalarına karşı alternatif yollar bulmaları gerektiğinin altını çizdi. Savaştan en çok çocukların etkilendiğini belirten H. “Bugüne kadar Kürdistan’da ve Ortadoğu’da çocuklar ve gençler savaştan en büyük nasiplerini alanlardır. Bugüne kadar çocuklar ve gençler okul yerine her zaman eğitimlerini zindanlarda almıştır. Çocuklar okulda olması gerekirken cezaevlerinde bulunuyor” diyerek çocukların küçük yaşta cezaevleriyle tanışmasına ve ağır koşullarda yaşamak zorunda kalmalarına dikkat çekti.

 

‘Ben savaşı filmlerde olur sanıyordum ama gerçek hayatta varmış!’

 

Savaşı, kendi mahallesinden anlatmaya başlamak istediğini söyleyen A. adlı çocuk, “Böyle şeyleri filmlerde olur sanıyordum, ama bunları gözlerimle gördüm ki bunlar gerçek hayatta varmış ve ben bunlara şahit oldum” ifadelerini kullanarak, küçük yaşında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Küçük bir çocuğun polise taş atmasıyla büyük bir olay çıkıyordu. Ağabeyim bakkala gideceği zaman 5 yaşımdaki kardeşim ağlıyor, ‘Anne polisler ağabeyimi de götürecekler” diyordu. Yerlere atılan, öldüresiye dövülen, kafaları kırılan, kollarına, bacaklarına biber gazı bombası isabet eden çocukları, gençleri görüyorduk. O dönemde dışarıya çıkmayı boş verin, başımızı pencereden bile çıkaramıyorduk. Güya herşeyi gören ve yazan basın bu olaylara karşı ilgisizdi” diyerek medyanın çocukların Mersin’de yaşadıkları şiddete her zaman sessiz kaldığına dikkat çekti. PKK Lideri Öcalan’la başlatılan görüşmeleri de desteklediğini belirten A. “Barış istiyoruz artık. Çocukların ölmediği, savaşın olmadığı bir hayat istiyoruz” diye konuştu.

 

17 yaşındaki K, çocuklar olarak korkusuzca dışarı çıkmak istediklerini söyleyerek, “Kürtçe anadilimde konuşabilmek istiyorum. Ben Türkçe bilmediğim için Türkiye okullarında okumak zorunda kaldım. İçimde çocukluk adına birçok şey yarım kaldı. Şu an her yerde Türkçe konuştuğum için kendi anadilimi unutmak üzereyim” diyerek yaşadığı yabancılaşmayı dile getirdi.

 

‘Öcalan’ın özgürleşmesini istiyorum’

 

17 yaşındaki bir diğer çocuk olan A. ise “Polis terörünün olmadığı bir ortamda yaşamak ve çocukların mayın tarlalarında sakat kalmadığı, ölmediği bir dünyada yaşamak istiyorum” şeklinde konuşarak, savaşsız bir dünya özlemini dile getirdi. HPG’lilerin de özgür bir ortamda siyaset yapmasını düşlediğini dile getiren A. “Öncelikle barışın iradesi olan Bilge İnsanın özgürleşmesini istiyorum” diyerek Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti. A. son olarak anadilini ve kültürünü her alanda özgürce kullanmak istediğini ifade ederek, “Varlığımın hiçbir ırkın varlığına armağan edilmediği bir dünya istiyorum” dedi.

 

‘Sosyalizm çocukların ayaklarının hiç üşümemesidir’

 

Son olarak söz alan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de güvenlikle çocuklar arasındaki bütün ilişkilerin kaldırılarak, çocukların sonsuz özgürlük içerisinde yaşamalarının sağlanması gerektiğini söyledi. Çocukların kendi fikirlerini ortaya koyabilmelerinin zemininin oluşturulmasını isteyen Kürkçü, çocuk merkezlerinin açılmasını ve yaygınlaştırılmasını istedi. Önümüzdeki dönemde barışın daha fazla hissedileceğini belirten Kürkçü, “Ama çatışmanın son bulması barışın kendisi değil. Çocuklar için özgürlük, çocuklar için güvenlik, çocuklar için eğitim ve çocuklar için boş zaman olmadıkça barış hiçbir zaman tam olarak olmaz” diye konuştu. Tarkovsky’inin Güneş Yanığı filmindeki küçük bir çocuğun Ekim Devrimi’nde yer almış büyük babasına ‘sosyalizm ne demektir’ sorusuna büyük babasının küçük çocuğun ayaklarını öperek, “Sosyalizm bu ayakların hiç üşümemesidir” diyerek yanıt verdiği sahneyi hatırlatan Kürkçü, “Böyle bir hayat olmadan sonsuz barış ve sonsuz özgürlük olmaz. Çocukların çalışmadan büyüdüğü, kendi dillerinde kendi hayal güçleri içinde yaşayacakları bir dünya kurmak için, onların küçük ayaklarından öpüyoruz. O ayaklar hiçbir zaman üşemeyecek yoldaşlar” diye konuştu. Kürkçü, cezavlerinde kalan yüzlerce çocuğun durumuna da dikkat çekerek, çocukların bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını istedi.

 

Konuşmaların ardından panel, çocukların soru cevaplarıyla devam etti. Panelde çocukların Çocuk Merkezleri’nin açılması ve yaygınlaştırılması ile çocuklara daha fazla söz hakkı verilmesi talepleri ön plana çıktı.(haber fx)