ODTÜ’nün devrimci, muhalif geleneği, ayrıcalıkların değil zeka ve onurun eseridir

Bu üniversiteden kurtulmak istiyorsanız yapacağınız şey, burayı bir askerî kışlaya çevirmektir; yoksa Orta Doğu Teknik Üniversitesi bu geleneği ister istemez sürdürecektir. Bu okulun öğrencisi olmakla da gurur duyduğumu söylemek istiyorum.

271220122200199537712_4ERTUĞRUL KÜRKÇÜ: Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; benden önce konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Aytuğ Atıcı’ya benzer gerekçelerle bu değişikliğin yapılmasını önereceğim. Tekrardan kaçınmak için onun dediklerinden biraz daha başka bir yerde belki kurabilirim söylemi.

Birincisi: Sık sık ortaya çıkan zamana ilişkin bütün bu değişiklik tasarıları esasen bir temel kanundan yoksun oluşumuzla yakından ilgilidir. Hükûmetin o gün aklında, gündeminde, kendi portföyünde olan bütün meseleleri, birbiriyle hiçbir şekilde irtibatlandırılamayacak konu ve hususları tek bir torbaya doldurarak bunlardan bir kanun çıkarma alışkanlığının bir parçasıdır. Bu yüzden de kanunların hepsi birbiriyle bağlantısız, kanun maddelerinin hepsi temel kanundan uzak bir biçimde değiştirildiği için durmaksızın temel sorunlarla karşı karşıya kaldığında değişiklik önerileri karşımıza geliyor. Bu keyfî bir biçimde toplumu yönetme, bürokrasinin ve Hükûmetin ihtiyaçlarına bağlı olarak Meclisi çalıştırma alışkanlığının bir sonucu. Ortaya konulan gerekçe, tarihin ileriye alınması gerekçesi anlaşılabilir değil, herhangi bir esasa da bağlanmış değil. Bizim bunun altı ay geriye doğru çekilmesine dair yaptığımız öneri de çalışmalarını belli bir tarihe göre planlamış olanların mağdur edilmeden bu işin içerisinden çıkılmasına yardımcı olmak ama esasen bu duruma karşı çıkmakla ilgilidir.

İkinci mesele: Bu -Aytuğ Atıcı arkadaşımızın söylediği gibi- parasız eğitim ve parasız sağlık, esasen temel anayasal yönelişin etrafından dolaşan bir kanun olduğu için temelden kadük olması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal hukuk devleti ise öğrencilerin burslarını, öğrenim ihtiyaçlarını, yurt ve okul giderlerini doğrudan doğruya devlet bütçesinden karşılayacaktır. Kendi yükümlülüklerini, sosyal yükümlülüklerini zenginlere, şahıslara devrederek eğitim sürecini özelleştirme, eğitimin üzerinde sermayenin ve mülk sahibi sınıfların damgasını vurabilmek bakımından son derece güçlü bir aparat olan sosyal dayanışma vakıflarına böylesine büyük ayrıcalıklar sağlanması esasen sosyal devlet meselesiyle doğrudan doğruya karşı karşıyadır. Bu nedenle de kesinlikle sermayenin sultası, çıkar gruplarının eğitim üzerindeki tasarrufu ve devletin yurttaşlarına karşı görevlerinin sermayeye devredilmesi, böylelikle kamusal alanın piyasalaştırılması işine son verilmesi gerekir. Partimiz buna temelden karşıdır.

Bu vesileyle, aslında kamusal alanda son derece güçlü bir duruş gösteren üniversitelerin ve eğitim kurumlarının da bu tasarı sahiplerince hedef alınması son derece manidardır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi günlerdir baskı altında, günlerdir saldırı altında. Bir kamu üniversitesi, bir zengin kulübü gibi topluma tanıtılmak istenirken, zenginlerin, üniversiteleri kendi kulüpleri hâline getirmesi teşvik ediliyor. Bu nasıl bir paradokstur?

Din ve ibadet özgürlüğünün ayaklar altına alındığı söyleniyor. Bunun kocaman bir yalan, Kabataş yalanı kadar kocaman bir yalan, Dolmabahçe Camisi’ndeki Gezi döneminde ortaya atılan yalanlar kadar kocaman bir yalan olduğu, bizzat darbedildiği söylenilen öğrenci tarafından yalanlandığı hâlde hâlâ ısıtılıp temcit pilavı gibi ortaya konuyor.

Bakın, ben size söyleyeyim: Ben Orta Doğu Teknik Üniversitesinin eski bir öğrencisiyim. Orta Doğu Teknik Üniversitesinde, aslında üniversiteyi yönetenler hiçbir şekilde öğrencileri ideolojik olarak yönlendirmeye çalışmazlar, hatta ideolojik olarak yönlenmelerini önlemeye çalışırlar fakat üniversitenin bir geleneği vardır; orada düşünceler üzerine herhangi bir baskı kurulmaz, dersler ideolojik doktrinasyon alanları değildir. O yüzden, zihinleri serbest kalan öğrenciler, ister istemez, onurlu ve zeki insanlar oldukları için, doğru olanı yani demokratik olanı, devrimci olanı, muhalif olanı seçerler.

Bu üniversiteden kurtulmak istiyorsanız yapacağınız şey, burayı bir askerî kışlaya çevirmektir; yoksa Orta Doğu Teknik Üniversitesi bu geleneği ister istemez sürdürecektir. Bu okulun öğrencisi olmakla da gurur duyduğumu söylemek istiyorum.

(30.12.2015 TBMM Genel Kurulu’nda HDP Önergesi üzerine Ertuğrul Kürkçü’nün Konuşması)