Soma Katliamı Sermaye ve Devletin Uğursuz İttifakının Eseri

Yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği Soma’daki iş cinayeti sonrası Soma’ya giden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, izlenimlerini bianet’le paylaştı.

HDP  Eşbaşkanı, kurtarma ekiplerinde yer alan gönüllü işçilerden bilgi alıyor.

HDP Eşbaşkanı, kurtarma ekiplerinde yer alan gönüllü işçilerden bilgi alıyor.

Soma’da ilk anlardaki şaşkınlık ve tevekkülün yerini giderek hoşnutsuzluk ve öfkeye bıraktığını söyleyen Kürkçü, bunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik protestolarda açık şekilde göründüğünü söyledi.

Öfke hükümete ve sendikaya

“Dün Erdoğan’ı protesto edenler belki kent halkının büyük kitlesi değil ama hepsi Soma’da yaşayan ve madencilere yakın ya da onların akrabası olan gençlerdi. Öfkenin en açık hedefi olarak başbakanı protesto ettiler. Başbakan büyük bir endişeyle halktan korunmak için bir yerlere götürüldü. Bu gözden kaçmadı.

“Başbakan’ın halktan korunmak için götürüldüğü yerde kendisine karşı çıkan bir yurttaşa tokat attığı veya en azından buna yeltendiği video görüntülerinden anlaşılıyor. Bu durum, maden cinayetine ortaklık etmesinden de ağır bir suç, derhal istifa etmesi gerekir

“Bu tedirginlik daha sonra da devam etti. Kentte daha çok sağcı bir politik birikim olmasına rağmen hemen hemen her eğilimden gençler, yumruklarını gösterenlerle işaret parmaklarını gösterenler, zafer işareti yapanlar hep birlikte AKP’nin bürolarına saldırdılar. Ardından da sendika araçlarını tahrip ettiler.

“Sendikayla hükümete aynı anda yönelen saldırı ilk başta anlaşılmaz gibi gözüküyor ama sendikanın kazayı mazur gösterecek şekilde işverenle aynı dili konuşması, madencilerin değil de devletin ve sermayenin yanından konuşması kentte bir kızgınlık yaratmı. Sendika kavramının kendisi bile şu anda bir alerji doğuruyor.

“Bu tabii, bir yanıyla büyük problem. Çünkü işçilerin en önemli dayanışma imkanı olan bir kurum da yıpranıyor. Öte yandan tepki haksız da değil. Çünkü sendikanın kölelik koşullarındaki çalışmayı işçilere benimsetmenin bir aracı haline gelmiş olması, bir çeşit dayıbaşılık müessesi gibi, yani işverene işçi bulan ve onların usluca çalışmalarını temin eden bir kurum gibi çalışması onu itibarsızlaştırıyor.

Sivil kriz masası

Kürkçü'nün Soma'daki incelemelerine HDP İzmir İl Eşbaşkanı Cavit Uğur ile BDP  İzmir İl Eşbaşkanı Yusuf Kaya da katıldı.

Kürkçü’nün Soma’daki incelemelerine HDP İzmir İl Eşbaşkanı Cavit Uğur ile BDP İzmir İl Eşbaşkanı Yusuf Kaya da katıldı.

Şu an hala patlamanın olup olmadığı, eğer olduysa patlamanın nedeni resmen ve teknik olarak açıklanabilmiş, kanıtlanabilmiş değil.

“Trafo patlaması iddialarının uydurma olduğu ortada. Ölümlerin nedeni çok büyük ihtimalle karbonmonoksit zehirlenmesi.

“Bu bilgiyi orada oluşmaya başlayan sivil kriz masasından aldık. Sivil kriz masası ÇHD, TMMOB, DİSK, TTB ve yerel birimleri, yerel işçi hakları inisiyatifleri ile oradaki emek yanlısı siyasi partilerden oluşan bir masa.
“HDP ve bileşenleri de bu masada yer alıyor. Bu masa devletin vermediği bilgileri toplamaya ve güvenilir enformasyon kaynağı olmaya çaba gösteriyor.

“Hükümet toplu kayıp görüntüsünü engellemek derdinde”

“Şu an çıplak gerçek yaklaşık 300 civarında işçinin ocakta bulunduğu fakat akıbetlerinin bilinmediği yönünde. Demek ki kayıp sayısı 500’ü geçebilir.

“Hükümetin tutumu bu kayıpların kabul edilebilir olmasını sağlamak ve bunu yapabilmek için de gerçek sayıyı bir seferde değil, parçalı olarak açıklamak ve toplu kayıp görüntülerini engellemek.

“Ben birinci dakikadan itibaren hükümetin ne olduğunu bildiğini düşünüyorum. Hükümet bu kadar büyük kaybın olduğunu biliyordu ki, ilk attığı adım kurtarma ekiplerini değil, askeri ve polisi Soma’ya sevk etmek oldu. Bu kadar büyük kaybın tepkisiz kalmayacağına ilişkin öngörüleri vardı. Nitekim öyle de oldu.

“Denetleyen kurum da denetlenen kurum da AKP’nin”

“Hükümetin bu olaydaki sorumluluğu bence çok açık. Sermaye ve devlet arasında burada işçilere karşı kurulmuş uğursuz ittifak var. Konuştuğumuz işçilerin, işçi kuruluşlarının hepsinin söylediği şey şu: Ocakta üç vardiya aralıksız çalışılıyor. İşçiler en çok 2 bin lira para alıyorlar, iş yeri güvenliği, işçi sağlığı konuları bütünüyle başıboş bırakılmış. Sağlıklı çalışma koşulları için bir yatırım yok, devlet denetimi yok.

“Denetlemelerle ilgili bildiğimiz en önemli nokta şu: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AKP’nin. Ocak yönetimi AKP’nin. Ocağı yöneten kişinin eşi de AKP’den Soma Belediye Meclis Üyesi. AKP etrafında birleşmiş olan denetim kurumuyla sermaye iç içe. Bu şartlar altında bağımsız bir denetim yapılması ihtimali hemen hemen sıfır

“Ocaklarda yedi gün 24 saat aralıksız ve kesintisiz üç vardiya halinde çalışılıyor. Bu çalışmaya elverişli bir ekipman olup olmadığı yönünde hiçbir denetim yapılmadığı anlaşılıyor. Nitekim ocaklarda daha sonra kurtarma çalışmalarının yapılamayışının en önemli nedeni bütün elektrik üretim ve iletim sisteminin çökmüş olması.

“Erdoğan’ın aklına 1900’lerin gelmesi normal”

“Tayyip Erdoğan’ın aklına gele gele 1800’ler sonları ve 1900’ler başlarındaki vahşi sermaye birikim çağındaki maden kazlarının gelmesini çok doğal karşılıyorum. Birincisi, Erdoğan’ın bu olaylardan haberi olacağını sanmam. Hemen danışmanları google’a ‘mine accident’ yazıp ABD’deki en yüksek ölümlü kaza bilgilerini kendisine sunmuşlardır.

“O da bunları hemen kullanmaya kalkmıştır. Fakat tüm bunların tabii bir şekilde yapılıyor olmasının nedeni Erdoğan ve avanesinin sanayi devrimi öncesi, hatta sanayi devrimi sürecindeki çalışma koşullarının aslında normal insan çalışması olduğuna, zaten madende çalışmanın başka türlü olamayacağına dair neoliberal zihniyetle malul olmaları

“Çünkü neoliberal zihniyet aslında emek sürecinde bütün 20. yüzyıl boyunca kan pahasına gerçekleşmiş işçi kazanımlarının fuzuli olduğunu, bu kazanımların sermaye akışının önünde engel olduğunu savunuyor ve dayatıyor. Bu bizi kapitalist üretimaltında ortaçağ çalışma koşullarına geri döndürüyor.

“Buna bir tür yeni feodalizm diyoruz. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan da modelini buradan kuruyor. Arada geçen zamanda edinilmiş işçi kazanımları, işçi dünyasında bu yüzyılın nasıl yaşanmış olduğuna dair hiçbir şey onu ilgilendirmiyor.

“Yani çabucak bir yalan bulup söylemek çabasıyla ortaya konmuş olan bu örnekler onların aklına uyuyor. Bunda bir tuhaflık görmüyorlar. Çünkü onlar bugün yaşadığımız yeni feodalizm koşullarını çalışmanın doğası olarak görüyorlar.

“O yüzden Erdoğan bu işin fıtratında var diyor. Bu bence madencinin fıtratında yok. Bu, maden sahipliğinin ve devlet olmanın fıtratında var.

“AKP kendi burjuvazisini besliyor”

“Madenci kazma sallar ama kazma sallamanın koşullarını maden sahibi, bu koşulların denetimini ise devlet kurar. Bu nedenle biz boşuna demiyoruz; hükümet Uluslararası Çalışma Örgütü’nün “Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni imzalamalıdır diye.

“Maden çıkarımı ve diğer tehlikeli çalışma koşullarındaki üretim için yapılacak sermaye yatırımlarının getirisi çok yüksek. Bu alanlarda çok kısa zamanda çok büyük karlar elde etmek imkanı var.

“AKP özellikle kendisinin ortaya çıkarttığı ve beslediği, eş dost kayırmacılığıyla ortaya çıkarılmış olan yeni burjuva sınıfı için buraları muhafaza etmek istiyor. İşçi sağlığı, iş güvenliği, iş yeri çalışma koşullarını tahkim ve iyileştirmeye yatırım yapma mecburiyetini devre dışı bırakmak istiyor.

“Ambülanslarla yaşayacak insan taşınır, cenaze değil”

“Kurtarma ekipleri ellerinden gelenden fazlasını yapmaya çalışıyorlar. Fakat iyi yönetildiklerinden emin değilim. Çünkü iyi yönetilmek çok önemli ölçüde ocağın işletilme düzeniyle ilgili. Ocağın işletilme düzeni iyi olmayınca kurtarma çalışmaları da sağlıklı olamıyor

“Fakat Türkiye’nin her yerinden bağımsız kurtarma ekipleri gelmiş. Orada bence ihtiyaçtan da fazlas kurtarma gücü var ama ocağın bir kapısı olduğu için içeride sınırlı sayıda ekip bulundurulabiliyor.

“AFAD mümkün mertebe bilgi derlemeye çalışıyor. Bizim de sorularımıza yanıt verdiler. Fakat bu yanıtları karşılaştırabileceğimiz veriler elde olmadığı için, bu konuda da sağlıklı bir yargıya varmak mümkün olmadı.

“Bu kadar çok ambülansı hayatımda hiç birarada görmedim ama ambülanslar ölüleri taşımak için kullanılıyor. Ambülans ölüleri değil yaşayacak insanları taşımak için lazımdı. Ambülansların cenaze taşıma aracı olarak iş görmesi çok acıklı.

Dayanışma ortamı

“Kentte dışarıdan gelenlere karşı çok yakın bir ilgi var. İnsanlar sevgi gösteriyorlar. Halk dayanışmacı tutumları sevgiyle karşılıyor. Şehre girerken kimle karşılaştıysak yakınlık ve ilgi gördük.

“İş cinayetinin bütün Türkiye’de İzmir’den Diyarbakır’a, Denizli’den Batman’a dayanışma iklime yol açmasını tek olumlu netice olarak görüyorum. Bunu ne kadar sürdürebileceğimize kafa yorma, kalıcılaştırmak en önemli mesele.

“Halkın içinde bulunduğu işsizlik ve yoksulluk nedeniyle insanlar kısa vadede bu gibi madenlerde çalışmayı kolayca reddedemeyebilirler ama İşçi sağlığı ve iş güvenliği standartlarının yükselmesi için mücadele görevi öncelikle sendikalara, işçi aktivistlerine düşüyor. Biz de bütün yurttaşların toplumsal ve demokratik haklar için aynı safra toplanması için çaba göstermeye devam edeceğiz.” (EKN)