Vicdan ve Adalet Nöbetleri Halklarımıza Tereddütsüzce Katılabilecekleri Bir Etkinlik Zemini Sunuyor

HDP’nin Van’da düzenlediği Vicdan ve Adalet Nöbeti’nde Artı Haber’e konuşan Ertuğrul Kürkçü: “Ben doğrusu bugüne kadar hiç olmadığı ölçüde yaygın bir etki yarattığımızı, toplumdan çok iyi geri dönüşler aldığımızı görüyorum ve umuyorum ki İzmir’de bu tamamlandığı zaman HDP bir büyük baskı dönemini arkada bırakmış, kendine güvenini tazelemiş, kitlelerle temaslarını tazelemiş olarak Tayyip Erdoğan diktatörlüğünün sonuna yürümesine yardımcı olacak. ” dedi.

-HDP’nin başlatmış olduğu Vicdan ve Adalet Nöbetindeyiz. HDP’nin başlatmış olduğu Vicdan ve Adalet Nöbeti bugün üçüncü gününde. Üçüncü gününde de oldukça yoğun bir gün geçirdi burada HDP’li nöbet tutan vekiller. Çoğu ziyaretçiler oldu buraya. Sivil Toplum Örgütleri, Barış Anneleri ve STK’lar. Ayrıca ESP’li bir grup genç buraya bir ziyaret yaptılar. Biraz gergin bir zaman geçti burada. Gençler ‘Suruç için adalet, herkes için adalet’ sloganlarını attılar ve hemen polisler onları buradan çıkarttılar. Uzun uğraşlar sonucunda gençler bırakıldı. Dediğimiz gibi Vicdan ve Adalet Nöbeti oldukça yoğun geçiyor. Bizim de bir konuğumuz var. Vicdan ve Adalet Nöbetini kendisiyle konuşacağız. Konuğumuz İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü. Hoş geldiniz yayınımıza.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ- Merhaba hoş bulduk.

– Şimdi HDP Diyarbakır’da önce startını verdi, vicdan ve adalet nöbeti başlattı, İstanbul’da devam etti, şu anda üçüncü ayağı olan Van’da. Siz de katıldınız HDP’li bir vekil olarak Vicdan ve Adalet Nöbetini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ- Vicdan ve Adalet Nöbeti aslında diktatörlük karşısında halklarımızın hem taleplerini dillendirmek hem de onlara katılabilecekleri bir eylem platformu sunabilmek için tasarlanmış bir başlangıç hareketi. Elbette bunun öncesinde Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanının başlattığı bir Adalet Yürüyüşü vardı fakat biz biraz daha farklı yaklaşıyoruz meseleye. Biz soyut olarak bir adaletten söz etmiyoruz. insanları somut adaletsizlikleri gidermek, değiştirmek üzere eyleme çağırıyoruz. Vicdanın buradaki anlamı insanları harekete geçirecek olan en önemli kapasiteleri. Eğer vicdanınız yoksa adalet diye bir talebiniz de olmaz ki vicdan herkeste var. Genellikle de çok büyük bir çoğunluğumuzda bir iyilik olarak vicdan var. Dolayısıyla başkasının derdi ile dertlenebilen herkesi, düşünmeye değil sadece, harekete geçmeye çağırıyoruz. Bunun öncesinde Diyarbakır’daki nöbetin öncesinde İstanbul’da  Abbasağa Parkında bir ilkeler dizisi ve bir tespitler bildirgesi ortaya koymuştuk. O çerçevede hareket ediyoruz. Asıl ulaşmak istediğimiz hedef Türkiye’nin özgür ve demokratik bir ülke olabilmesi için yeniden demokratik bir barış sürecine dönmemiz ve diktatoryal sürecin son bulması. Tabii bu çok muazzam bir iş ama bunun için güçlü fakat küçük adımlarla ilerlemek lazım. Bu büyük bir iş için küçük bir adım.

– Siz İstanbul’da da katıldınız, bir kaç gün orada da kaldınız. Şu anda Van’da Vicdan ve Adalet Nöbetindesiniz. Buradaki özellikle güvenlik önlemi ve oradaki güvenlik önlemini eğer değerlendirirsek neler söylersiniz?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ- Ben Diyarbakır’a doğrudan katılmadım ama İstanbul’u gözledim. Orada bulundum, buraya da geldim. Çünkü buradan sonra ayın 15’inde İzmir’de başlayacak son ayak. Hem son olması dolayısıyla hem de İzmir’in nispeten bu Olağanüstü Hali daha değişik yaşıyor olması dolayısıyla buradaki uygulamaları da görüp fikir edinmek istedim. Şunu söyleyebilirim. Her yerde şöyle ya da böyle değişse de değişmeyen çok önemli bir şey, , vicdan ve adalet çağrısıyla halk arasına son derece güçlü ve sert hem fiziki bariyerler hem polis önlemleri, hem de genel olarak kentte yaygın bir güvenlik uygulamasıyla yanıt veriliyor. Bu kabul edilemez. Çünkü biz burada aslında Halkların Demokratik Partisi milletvekilleri olarak dört kentte de o haftaki grup toplantımızı o kentte yaparak başlıyoruz. Biz her Salı bir grup toplantısı yapıyoruz. Dolayısıyla bizim bir grup toplantısı yapmamızın önünde hiç bir yasal, idari vs. engel olamaz. Ancak burada gördüğümüz gibi, evet  biz vekiller olarak konuşabiliyoruz. Fakat bulunduğumuz yerin etrafı hemen iki kademe bariyerlerle çevriliyor ve halkla bunun teması kesilmeye çalışılıyor. Siz açılışta belirttiniz. Gençler buraya geldiler. Genç oldukları nereden belli olacak? Elbette meydan okuyacaklar ve aslında adalet talebiyle meydan okudular ve hemen arkadan gelen polis görevlisi bence çok tipik bir şey söyledi. ‘Burası siyasi slogan atılacak yer değil.’ Şimdi burası bir partinin, meclisin üçüncü büyük partisinin, grup toplantısının yapıldığı yer, adalet nöbetinin olduğu yer, başından sonuna siyasi fakat o diyor ki ‘burası siyasi slogan atılacak yer değil.’ Esasen HDP’ye dayatılmış olan siyaset yasağının yasaların elverdiği kadar daraltıldığı bir noktadayız ve en önemli engel bu karşımızda.

– Peki ben şunu da sormak istiyorum çok kısa : Şöyle söylemler var: ‘Halk HDP’yi yalnız bıraktı’ gibi söylemler var. Bugün de aslında ziyaretçi yoğunluğu da oluyor aslında biz de bunu gözlemliyoruz burada. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ- Bariyerleri kaldırsınlar görelim. Çok basit bu. Yapması söylemesinden daha kolay. Bariyerleri kaldırın, halka namlularınızı doğrultmayın, halkın kimi yalnız bıraktığını göreceksiniz. Fakat burada bir fiziki manada ya da sosyal manada bir yalnızlık da söz konusu değil. Çünkü halklarımız örgütlüler. Bütün OHAL baskısına, KHK’ler ile dayatılmış zulme rağmen halklarımızın örgütleri var. Bütün bu örgütler ile dayanışma halindeyiz. Sendikalar, sivil toplum örgütleri, yurttaş insiyatifleri, tek tek yurttaşlar, gençlik grupları onların hepsiyle eskiden hiç olmadığı kadar temas halindeyiz. Size ben şunu söyleyebilirim: Vicdan ve Adalet Nöbetleri sırasında ne 7 Haziran ne 1 Kasım 2015’de olmadığı kadar geniş bir ittifak zemini oluştu Halkların Demokratik Partisi etrafında. Daha önce siyasi kayıtlarla Halkların Demokratik Partisi yanında durmaktan imtina edebilen pek çok sivil toplum örgütü -sizler de gözünüzle gördünüz- buraya geldiler çünkü bu işin şakası kalmadığını herkes biliyor. Ama zaten bu işin şakası kalmadığı bu tedbirlerden de belli. Benim diyeceğim şey şudur: Bugün Van’da bir kamuoyu yoklaması yapın -aslında çok fazla bir oylama yapmaya da gerek yok- 16 Nisan referandum sonuçlarına bakın, kimin yalnız kaldığını göreceksiniz. Fakat tabi bu psikolojik harp bitmez, propaganda savaşı bitmez. İnsanlar basit düşünmeye eğilimlidirler ve gördükleriyle yetinme gayretindedirler. Zaten biz de bunu çelebilmek için sizinle burada konuşuyoruz. Onlar da insanlara başka bir şey gösterebilmek için yaygın medyayı bize kapatıyorlar. Ben gündüz de başka bir konuşmada böyle bir örnek vermiştim. Bu şuna benziyor: Bir insanın boğazını sıkıyorsunuz, nefes alamadığı için mosmor oluyor ve siz alay etmeye çalışıyorsunuz ona ‘nefes almayı başaramıyor’ diye. Tabi bu adaletsizlik aslında bizim niye bir adalet talebi yükselttiğimizi çok açık gösteriyor. Ben doğrusu bugüne kadar hiç olmadığı ölçüde yaygın bir etki yarattığımızı, toplumdan çok iyi geri dönüşler aldığımızı görüyorum ve umuyorum ki İzmir’de bu tamamlandığı zaman HDP bir büyük baskı dönemini arkada bırakmış, kendine güvenini tazelemiş, kitlelerle temaslarını tazelemiş olarak Tayyip Erdoğan diktatörlüğünün sonuna yürümesine yardımcı olacak. Tayyip Erdoğan’a kendi sonuna yürümesi için  yardımcı olacağız, bizden çok yardım istiyor, ona böyle bir yardımda bulunabiliriz.

– Peki Sayın Kürkcü çok teşekkür ederiz.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ- Ben de size çok teşekkür ediyorum.