Yeni Cezaevleri yerine, insan onuruna uygun ceza ve infaz sistemi

TBMM İnsan Hakları Komisyonunun hazırladığı Mardin Cezaevi ile ilgili rapora Ertuğrul Kürkçü tarafından verilen muhalefet şerhini yayınlıyoruz.

TBMM  İnsan Hakları İnceleme Komisyonu
Başkanlığı’na

 

            Mardin E Tipi ve Kızıltepe K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu hakkındaki         muhalefet şerhim aşağıdaki gibidir.

Bilgilerinize sunarım.

                                                                                                                                                                                                                          Ertuğrul Kürkçü

                                                                                                                             Mersin Milletvekili

 

 

  1. Komisyonun raporunda Mardin Cezaevi’ndeki kapasite fazlalığı ile ilgili konuya değinmesi ancak bu kapasite fazlalığının nedenleri konusunda yeterli görüş beyan etmemesi, özellikle bütün cezaevlerinde yapılan gözlemlerde ortaya çıkan bir gerçeği kamuoyuyla paylaşmaktan kaçınması, dikkat çekicidir. Tutuklu ve hükümlü oranlarındaki fark ülkemizde uzun tutukluluk süreleri konusunda; yargı sistemi, ceza infaz sistemi ve TBMM’nin üzerinde düşünmeye gerek duyduğu bir problem alanıdır. Bilindiği gibi kapasite fazlalığı geçtiğimiz yaz ayı içerisinde birçok cezaevinde protestolara sebep olmuş, yangın çıkarmak yoluyla yapılan bu protestolar can kayıplarıyla sonuçlanmıştır. Bu konuyla ilgili acil önlem alınması gerekmektedir. Yeni cezaevleri yapmak yerine, cezaevlerinin fiziki şartlarının insan onuruna uygun bir şekilde düzenlenmesi ve yargı sisteminde; tutukluluk süreleri, yargılanmanın uzatılması, iddianamelerin geç hazırlanması konusunda önlemler alınmasının yollarını açacak yasa ve mevzuat değişikliklerine gidilmesi gerekmektedir. Birçok örnekte yaşandığı gibi önce, kişi tutuklanarak hapsedilmekte, daha sonra, kişi neyle ilgili tutuklandığını, suçunun ne olduğunu 8 ayla 1 yıl arasında hazırlanan iddianameden öğrenmektedir.
  2. Mardin Cezaevi’nde yaşanan su sorunu aynı zamanda hijyen sorununun da nedenlerinden en önemlisidir. Hem mahpusun koğuş içerisindeki hijyeni açısından hem de yemekhaneden banyoya kadar birçok konuda su sorunu önemli bir yer teşkil eder. Devletin kurumları arasında yapılacak olan bir anlaşma ile bu sorunun giderilebileceği açıktır. Ancak bu mesele bürokratik engellere takılmakta olup birçok cezaevinde sorunun ikinci bir işkenceye dönüşmesine sebep olmuştur. Hijyen problemlerinin artması sağlık sorunlarının artmasıyla doğru orantılı olarak düşünülmelidir.
  3. Yemeklerden zehirlenme olayı ise, su sorunuyla bağlı olarak düşünülmeli ancak özellikle denetleme, raporlama mekanizmalarının doğru çalışmamasıyla ilgili olarak raporda yer almalıdır.
  4. Cezaevi’nde yaşanan sağlık sorunları ve hastaneye sevkler konusunda yaşanan sıkıntılar konusunda raporda yeterince çözüm önerileri geliştirilememiştir. Konunun bir aile hekimiyle çözülemeyeceğinin üzerinde yeterince durulmamıştır. Özellikle hastanedeki ve cezaevindeki doktorların mahkumlara yaklaşımı, rencide edici sonuçlar doğurmaktadır. Sağlık imkanlarının yetersizliği ise yalnızca ödenek sorunuyla çözülemeyeceği gibi, personelin eğitimi, sağlık hizmetlerine ulaşmaktaki zorlukların önlenmesi, düzenli sağlık kontrolü…vb gibi çok boyutlu bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
  5. Görüşe gelen ailelerin rencide edici bir şekilde aranması konusu raporda yer almalıdır.
  6. Avukat görüşleri ve aile görüşleri sırasında yaşanan sıkıntılar, mahkumların aranması sırasında yaşanan zorluklar dikkate alınmalıdır.
  7. Raporda yer alan disiplin cezaları ile ilgili rakamların yüksekliği, konuyla ilgili cezaevi idaresi tarafından cezaların keyfi olarak uygulandığı izlenimini vermekte olup, raporun sonuç bölümüne yansıtılmamıştır.
  8. Hasta mahkumlar meselesi Türkiye’deki birçok cezaevi’nde yaşanan ve mevzuat değişiklikleriyle çok rahat aşılabilecek bir meseledir. Cezaevi sağlık biriminin ve Adli tıp kurumunun bu konuyla ilgili yaklaşımı genel olarak ya “cezaevinde ölüm” ya da “ölüme birkaç gün kala salıverme”şeklindedir. Bu konunun cezaevi alt komisyonu tarafından etraflıca incelenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Raporda konuya kısaca değinilmiş olmasına rağmen derinliğine bir inceleme yapılmadığı gözlenmiştir. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na 19.03.2012 tarihli 1813 sıra sayılı dilekçemizde Mardin Cezaevi’nde konuya ilişkin şikayetleri dile getirmiştik. Elimizdeki verilere göre Mardin Cezaevi’ndeki hasta mahkumların durumları şöyledir;

-Mürşit Aslan: Belden aşağısı tamamen felçli.

-Hüsamettin Ödenç: Lösemi hastası.

-Mesut Aslan: Kemik kanseri

-İsmet Çardak: Miyopati, bel-boyun fıtığı, göz tansiyonu, varis.

-Ramazan Çetedir: Omirilik darbesinden dolayı felç tehlikesi, çene kemiği yok, ayak parmaklarının kesilmesi, hepatit-B

-İzzet Turan: Ankilozan spondilit, bel fıtığı, kemik erimesi, mide ülseri, böbrek rahatsızlığı(taş ve iltihap), kronik bronşit.

-Sinan Hezel: Genetik cilt hastalığı

Hasta mahkumlarla ilgili konunu rapora girmesi ve aynı zamanda Türkiye’de tüm cezaevlerinde yaşanan “hasta mahkumlar” sorununa dikkat çekilmesi gerekmektedir.