Acınası bir genişleme taktiği: HDP’yi karalamak…

Hdp Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye gerçeklerinden uzak olduğunu, hiçbir siyasi parti ile işbirliğine gitmedikleri gibi, tabanlarının hiçbir şekilde AK Parti’ye destek vermeyeceğini söyledi.

kürkçü-1BDP’nin Mersin eş başkan adaylarının seçim çalışmalarına destek vermek ve bir dizi temaslarda bulunmak üzere kente gelen HDP Eş Genel Başkanı ve HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, partisinin il binasında düzenlenen basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıya, Ertuğrul Kürkçü’nün yanı sıra BDP PM üyesi İnan Kızılkaya, HDP İl Başkanı Müslüm Tank ve HDP bileşenleri, BDP Büyükşehir eş başkan adayları Sibel Yiğittekin ve Bedri Kuran, Akdeniz Belediyesi Eş Başkan Adayı Fazıl Türk, Yenişehir Belediyesi eş başkan adayları Saniye Ağbay ve Hasan Kapıkıran da katıldı.

Kılıçdaroğlu akıl tutulması yaşıyor

Kürkçü, yerel seçimler nedeni ile hiçbir siyasi parti ile işbirliğine gitmedikleri gibi, tabanlarının hiçbir şekilde AK Partiye de destek vermeyeceğini dile getirdi. Kürkçü, Türkiye’nin geleceğine talip olan ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi iyi tanımadığını belirterek şunları söyledi:

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir beyanına tanık olduk. Şahsen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını büyük bir üzüntü ile biraz da acımayla izledim. Çünkü sosyal gerçeklerden her hangi bir biçimde haberdar olmadığını, ortaya koyduğu tezlerin hiç birisinin iki kez düşündükten sonra söylenemeyecek kadar gerçeklerden kopuk ve aykırı tezler olduğunu gördüm ve çok şaşırdım. Türkiye’nin geleceğine talip olan bir ana muhalefet partisinin liderinin kendi solundaki büyük halk hareketinin ve siyasetin görüşlerine, yaklaşımı ve genel mücadelesi ve deneyimi hakkında bu kadar az fikir sahibi olmasına ve halka anlatmak istedikleri partizanca görüşleri sadece bir laf, propaganda değil bir fikir olarak benimseyip içselleştirmesini gördüğümde içimi bir acıma duygusu kapladı.Şunu söyleyebilirim, bizim AKP ile bir işbirliği içinde olduğumuz iddiasına ancak gülebiliriz. Çünkü böyle bir işbirliğinin ne temeli, ne imkânı ne de kaynağı var. Tamamen siyaseten, sosyal, kültürel, sınıfsal olarak iki ayrı kutupta yer alıyoruz. Hiçbir yaklaşımlarına, programlarına bizim siyasetimizin uymadığını ve meclise girdiğimiz günden beri gırtlak gırtlağa bir mücadele içerisinde olduğumuzu Sayın Kılıçdaroğlu’ndan iyi kimsenin bilmemesi gerekir. Fakat, Kılıçdaroğlu parlamentoya pek uğramıyor. O yüzden de parlamentodaki durumu pek bilmiyor. Konuşmalarından da Türkiye’yi hiç tanımadığını anlıyorum. O yüzden de bizi sahada görmüyor. Sırrı Süreyya Önder İstanbul’dan belediye başkan adaylığından çekilse CHP’nin alacağı oylar artmaz eksilir. AKP’nin alacağı oylar artar. Bu açıdan bu kadar sosyal gerçekten kopuk bir şekilde düşünülmesine, bir muhalefet liderinin bu şekilde düşünmesine hakikatten hayret ediyorum. Bütün istatistikler, araştırmalar çok açık bir biçimde gösteriyor ki, HDP yeni oylarının yüzde 50’sini AK Parti’den, yüzde 20’sini CHP’den alıyor. Eğer HDP seçimlere katılmayacak olsa, seçmenlerimizin çok büyük bir bölümü seçimi boykot edecek ve önemli bir bölümü de oylarını AK Parti’ye verecek. CHP’ye bizim oylarımızın ancak yüzde 2’si gidebilir.

‘Herkes kendi yolunda yürüsün’

Kürkçü, AKP iktidarı ile Gülen Cemaati arasındaki kavga ve her gün yenisi ortaya çıkan tapelere de değindiği konuşmasında, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise hükümeti sadece tapeler üzerinden eleştirebildiğini belirtti. Kürkçü, “Seçimin son haftasında başlayan bu ahlak dışı ve gülünç saldırılar hiç kimsenin işine yaramayacaktır. Herkes kendi yolunda yürüsün. Herkes birbirine eleştirisini de söylesin. Halk da demokratik ve adil bir seçim yapsın” dedi.

Başbakan Suriye uçağının düşürülmesinden militarist bir şenlik havası çıkarmaya çalışıyor

Gazetecilerin, AKP’ hükümetinin Suriye politikası ve seçimlerden önce Başbakan Erdoğan’ın Suriye ile savaş ortamı yaratmak gibi bir fikir taşıdığı yönündeki tartışmalar hakkındaki bir soruya Kürkçü, şöyle “Her ne kadar Başbakan Erdoğan, Osmanlı sultanlarından Deli İbrahim’i hatırlatsa da onun şahsi tasarruflarının, bir yere kadar Suriye ile ilgili konulara yön verebileceğini düşünüyorum. Çünkü muazzam bir askeri mekanizmayı çalıştırmak, bölge ve NATO ülkeleri ile bir ortaklaşmaya dayanmadan Suriye’ye asker sokmak, öyle kolay değil. Fakat başbakanın sadece kendisine bırakırsanız bunu yapmak ister. Yani örneğin, Suriye uçağını düşürülürken, El-Nusra, ÖSO çetelerine destek vermek için uçağı düşürdüler. Suriye hükümetinin açıklamasına göre, uçak aşağıdaki isyancı güçlere karşı takip içerisindeydi. Fakat Başbakanın bundan militarist bir şenlik havası çıkarma isteği apaçık. Zira verdiği televizyon reklamlarında dahi Türkiye’nin sanki bütün dünya ile harbe tutuşmakta olduğu bir izlenime kapılabiliriz” şeklinde cevap verdi.

Twitter-youtube yasağı ile ilgili Başbakan’a sert eleştiri

Kürkçü, gazetecilerin, Başbakan Erdoğan’ın, “twitter, facebook ve youtube’yi” yasaklamasına yönelik girişimleri hakkındaki bir sorusu üzerine, “Başbakan sanırım başka bir çağda yaşıyor. Haber ajanslarının, gazete ve radyoların, bizzat başbakan ve cumhurbaşkanının, siyasi partiler ve pek çok şirketin halkla iletişimi twitter’i kapattığınız zaman kesildi. Telefonu, telgrafı kapatmak gibi bir şey. Ya da kütüphaneyi kapatmak gibi bir şey. Eğer sadece başbakanın varsayılan skandal görüntülerini yayınlamak için kullanılacağını sanılıyorsa yanılıyor. Burası, her türden görsel iletişimin en dolaysız ortamı. Asıl sorun youtube veya twitter değil. Tüm bunlar, bize Osmanlı’nın çöküş döneminde, ‘matbaanın günah olup olmadığı, Kuran’ın matbaada basılmasının caiz olup olmadığının’ tartışılmasını hatırlatıyor. Bugün karşımıza çıkan anlayış da aynı mantık. Bu tutum, ifade ve iletişim özgürlüğü, halkın haber alma hakkı gibi temel özgürlükler açısından son derece saldırgan bir yaklaşımlardır. Bunun karşısında duracağımız da açıktır” ifadelerini kullandı.

‘Yeni bir Türkiye’nin inşası iddiasını taşıyoruz’

Kürkçü, BDP’nin Mersin’de yerel seçimlerdeki gücü ve iddiasının da yüksek olduğunu belirtti. Kamuoyu yoklamaları ve manzaranın, BDP’nin Akdeniz’i yeniden kazanacağını gösterdiğini kaydeden Kürkçü, Toroslar, Tarsus, Yenişehir ve Mezitli’de de halkın BDP’ye büyük bir teveccüh gösterdiğini ifade etti.  BDP’nin, demokratik, özerk, katılımcı, özgürlükçü, şeffaf, ekolojik, kadın ve gençlik eksenli yerinden yönetim paradigmasının anlam ve önemine değinerek, “Bizim için en başta gelen şey, yerel yönetimlerin önemi, aslında yeni bir Türkiye kurma iddiasını doğrudan doğruya belirliyor olmasıdır. Türkiye’nin tekçi ve yukarıdan aşağı yönetilen idari sistemine karşılık, çoğulcu ve aşağıdan yukarıya doğru giden yeni bir hayatı savunuyoruz. Bu çerçevede çok dilli ve çok kültürlü belediyecilik hizmeti temel ilkelerimizden birisi olacak. Zira Akdeniz Belediyesi bunu en güzel örneğini sergilemiştir” dedi.

‘Halkçı, toplumsal, çok kültürlü belediyecilik hizmeti sunacağız’

Mersin’de sadece Kürt nüfusu değil, halkın tüm farklı etnik kesimlerinden BDP’ye yoğun yönelim ve ilgi olduğunu kaydeden Kürkçü, Alevi yurttaşların sorun ve taleplerine de yerel bazda yanıt olmaya çalışacaklarını anlattı. Mersin’in kent planındaki sorunlarına da dikkat çeken Kürkçü, özellikle tarım alanlarının imara açılmaması noktasında BDP’li eş başkan adaylarının mücadele edeceğinin altını çizdi. Kürkçü, belediyelerin elindeki arazilerin de yoksullukla mücadele amaçlı kullanılacağını, bu anlamda projeler hazırlandığını söyledi. Kürkçü sözlerini şöyle sürdürdü: “Mersin, Türkiye’nin en üretken illerinden biriyken, bugün işsizlik ve yoksulluğun en yoğun olduğu illerden birisi. Mersin’de işsizlik rakamları, Türkiye ortalamasının daima 10 puan üzerinde. Dolayısıyla belediyelerin, tarım arazilerini hem işletmeye, hem de üretilen ve işletilen ürünlerin değerlendirmeye açması bizim için çok önemli bir imkân. Görüldüğü üzere, toplumsal belediyecilik halkçı belediyecilik, çok kültürlü belediyecilik ve tabi ki kentin kendi kendini yönetmesine dayanan bir özerk yönetim ilkesinin hayata geçmesi için çaba göstereceğiz.”