Alevilerin tarihsel ve kültürel miraslarından elinizi çekin!

E. Kürkçü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verdiği soru önergesinde Sivas ili, Şarkışla ilçesi, Hardal köyünde bulunan kadim cemevinin alevi ibadethanesi olarak tescil edilmesine rağmen, diyanet işleri başkanlığının itirazıyla cami olarak koruma altına alınmasını sordu.

alevilerSivas ili Şarkışla ilçesine bağlı Hardal köyünde 141 ada, 1 no’lu parsele kayıtlı bulunan tarihi ibadethane, 26.12.2008 tarihli kararla, yapının kitabesine de uygun olarak, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından, cemevi olarak tescil edilmiştir. Tarihsel olarak Alevi yurttaşların yaşadığı bu köyde bulunan yapı, hem köylülerin beyanları, hem de yapı üzerindeki yazıtların da kanıtladığı gibi,  Alevi ibadethanesidir. Ancak Şarkışla Müftülüğü’nün 09.02.2009 tarihli istemiyle bu karar tekrar değerlendirmeye alınmış, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşüyle de  18.06.2009 tarihinde bu kadim alevi mekanının, cemevi olarak tescili geri alınarak, Hardal Köyü Camii adıyla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından kayıt ve koruma altına alınmasına karar verilmiştir.

Bu kararla Kültür ve Turizm Bakanlığı, yurt genelinde inançsal toplulukların çeşitliliğini gözeterek onların tarihsel, kültürel miraslarına sahip çıkmalarını desteklemek ve teşvik etmek yerine Alevi toplumunun kültürel ve inançsal olarak tarihine ilişkin belleğin silinmesine dönük siyasete bir halka daha eklemiştir. Bu, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen ve Sünni İslam dışındaki tüm inanışları yok sayma ve asimile etme politikalarının devamıdır.

Bu gerekçe ile;

1.Önce cemevi olarak kayıtlara geçen mekanın sonra cami olarak nitelendirilmesinin tarihsel ve bilimsel dayanakları nelerdir?

2.Diyanet İşleri Başkanlığının görüşünün tarihsel ve bilimsel dayanakları nelerdir?

3.Şarkışla Müftülüğünün, cemevinin cami olarak kayıt ve koruma altına alınmasına ilişkin talebinin dayanakları nelerdir

4.İlgili mekânın önce cemevi olduğu yönünde beyan veren, sonra da cami olduğu yönünde görüş bildiren raportörler aynı kişilerden mi oluşmaktadır? Raportörün, ilgili mekanın önce cemevi olduğu, sonra ise cami olduğuna dönük beyanlarının tarihsel ve bilimsel dayanakları nedir?

5.Raportörler üzerinde siyasal bir baskı oluşturulmuş mudur? Bu konunun incelenmesi ve sorumlular hakkında inceleme başlatılması konusunda bir çalışmanız var mıdır?

6.Alevi inanç ve kültürüne dönük bu tür ret ve asimilasyon boyutlu politikaların önlenmesi için bakanlığınız tarafından yürütülen bir çalışma var mıdır? Var ise bu çalışmanın içeriği nedir?