Cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin meclis araştırması talebi

Ertuğrul Kürkçü’nün, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi, mağdurların durumlarının tespiti, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi amacıyla meclis araştırması açılması talebine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin giderilmesi, mağdurların durumlarının tespiti, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.

Ertuğrul KÜRKCÜ

Mersin Milletvekili

GEREKÇE:

Başbakan ve İçişleri bakanının TBMM’de ve basın önünde bizzat hükümetin emri ve gözetiminde sürdürüldüğünü beyan ettikleri ve son aylarda yoğunlaşarak süren operasyonlar sonucunda meydana gelen tutuklamalarla cezaevleri, yeniden toplumun önemli gündem maddeleri arasına girmiştir. Mesnetsiz polis fezlekelerinin kopyası olan iddianamelerle,  hiçbir kanıt ileri sürülmeksizin hızla tutuklanan parti yöneticileri, öğrenciler, avukatlar, gazeteciler, ev kadınları, işçiler, yazarlar kısacası toplumun her kesiminden yüzlerce insan hayatlarının bir bölümünü cezaevlerinde geçirmek zorunda bırakılmakta, ülke bir açık cezaevi haline getirilmektedir.

Uygulamalar hapsedilen bireyin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının onun insan onuruna uygun yaşama ve muamele görme hakkından yoksun bırakılamayacağı ilkesiyle hareket etmesi beklenen cezaevi yönetimlerinin de farklı cezaevlerinde keyfi uygulamaları yaygın bir biçimde hayata geçirerek tutuklu ve hükümlü haklarını sistematik olarak ihlal ettiklerini göstermektedir. Özellikle Osmaniye, Kürkçüler, Gaziantep, Kırıkkale, Kandıra, Tekirdağ, Kırıklar, Edirne, Sincan Cezaevlerinden bir çok işkence ve kötü muamele şikayeti hem basına yansımakta, hem insan hakları komisyonunun önüne gelmekte hem de milletvekillerine tutukluların kendileri ve yakınlarınca yazılmış mektuplarla iletilmektedir.

Cezaevlerinde şikayete konu olabilecek sorunları şöyle sıralayabiliriz.

  1. Tutuklanan kişileri hapishaneye girişte çırılçıplak soyma fiziksel zor kullanılarak yürütülen üst araması uygulamasının artması, arama amacını aşan fiziksel güç, tahkir ve tehdit kullanılması.
  2.  Her gün 23 saat boyunca tek başına hücrede tutulan  ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum tutsakların yaşam koşulları gerek sağlık açısından gerekse psikolojik açıdan işkence halini almıştır.
  1. Arama işleminin kuralsız ve denetimsiz uygulanması. Dedektörlü arama, üst araması, hücre aramaları ya da sayımlar esnasında personelin tavırları sonrasında fiziki saldırıların yaşanması bunların bazı cezaevlerinde sistematik hale gelmesi.
  2. Tutuklu ve hükümlülerin tecridin etkilerini azaltıcı imkânları (açık görüş, telefon görüşmesi, haftalık kapalı görüşme, mektup alma gönderme, kütüphane, arkadaş görüşü) kullanmalarının disiplin ihlali gerekçesiyle keyfi bir biçimde kısıtlanması.
  3. Odalardan her giriş ve çıkışta ayakkabı araması ve kimlik gösterme zorunluluğu.
  4. Basın savcılıklarınca tedbir altına alınmamış, hakimlik kararı ile yasaklama veya toplatma kararı verilmemiş her türlü süreli yayın ve kitabın hapishaneye girebilmesi temel ilke kabul edilmesi gerekirken tamamen keyfi ve cezaevi idarelerine göre değişen sınırlamalarla günlük gazeteler için bile fiili yasak ve engellemelerin getirilmesi.
  5. Hapishane hekimlerince kapsamlı muayene yapılmaması, güvenlik görevlilerinin mahkumu/tutukluyu doktor ile yalnız bırakmama, kelepçeyi açmama gibi keyfi ve yasayı ihlal eden uygulamalarından ötürü tedavi reddedildiği için tecrit koşullarının ağırlaşması ve hastalıkların tedavisinin mümkün olmaması.
  1. Keyfi gerekçelerle verilen disiplin cezaları ile tutsaklara açılan soruşturmaların ömür boyu açık görüş yasağına dönüşerek,  iletişim ve ziyaret haklarının çiğnenmesi.
  1. Tutuklu ve hükümlülerin avukatlarına kapalı olarak göndermek istediği mektupların engellenmesi, savunma dilekçelerinden A.İ.H.M başvurularına kadar her şeyin ayrıntılı incelenmek istenmesi.
  2. Kimi cezaevlerinde mevcudun standart kapasitenin iki-üç katını aşması dolayısıyla yaşam şartlarının zorlaşması.
  1. Kürtçe yayınların verilmemesi ya da çeviri/tercüman parası adı altında mahkumlardan zorla para alınmak istenmesi.

Her biri ayrı bir insan hakkı ihlali olan bu uygulamaların birçoğunun bir arada çok sayıda cezaevinde sürdürülegeldiği basında yer alan haberlerden, insan hakları, tutuklu ve hükümlü hakları için çaba gösteren kuruluşların verdiği bilgilerden, tutuklu ve hükümlüler ile yakınlarından gelen bilgilerden anlaşılmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sahip olduğu güç ve yetkiyi kullanarak cezaevlerindeki insanlık dışı uygulamaların neden ve kaynaklarını ortaya çıkartmak üzere bir Meclis Araştırma Komisyonu oluşturmasını talep ediyoruz.