Gezi’deki İhlalleri İnsan hakları Komisyonu İncelesin!

Ertuğrul Kürkçü, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na verdiği dilekçede “Gezi Parkı Protestoları Sırasında Yaşanan İnsan Hakları İhlallerini İnceleme Alt Komisyonu” kurulmasını istedi.

 

gezi son

TBMM İNSAN HAKLARI İNCELEME KOMİSYONU

 BAŞKANLIĞINA,

 

Gerekçesi ekte sunulan ve ülkemizde “Gezi Parkı Protestoları” olarak bilinen olaylarda yaşanan, insan hakkı ihlallerini incelemek üzere komisyonunuz bünyesinde “Gezi Parkı Protestoları Sırasında Yaşanan İnsan Hakları İhlallerini İnceleme Alt Komisyonu” kurulması talebimi,

Bilgilerinize sunarım.

 

GEREKÇE

 

28 Mayıs 2013’te İstanbul, Taksim’deki Gezi Parkı’ndaki ağaçların sökülerek park alanında yetkisizce düzenleme yapılmasını önlemek amacıyla toplanan yurttaşlarımız üzerine orantısız polis gücü gönderilmesi, çok sayıda yurttaşımızın yaralanması ve hırpalanmasının medyaya yansıması sonucunda bütün ülkede “polis şiddetine karşı” protesto gösterileri başlamıştır. Bu gösterilere karşı da güvenlik kuvvetlerince toplantı ve gösteri özgürlüğü, beden bütünlüğü ve dokunulmazlığı, yaşam hakkı gibi temel  haklar hiçe sayılarak uygulanan orantısız güç sonucunda gösteriler hemen her kentte hükümeti protesto gösterilerine dönüşmüştür.

 

Türk Tabipleri Birliği’nin 10 Temmuz 2013’te yayımladığı, protesto gösterileri sırasında hastanelere yansıyan vaka kayıtlarına göre, olayların başlangıcından itibaren toplamda kamu hastanelerine, özel hastane ve tıp merkezlerine ve çatışmaların yaşandığı alanlarda kurulan revirlere 8121 kişi yaralı olarak başvurmuştur. Olaylarda 5 kişi hayatını kaybetmiş, 104  kişi kafa travmasına uğramıştır ve 61  ağır yaralıdan 2 kişinin hayati tehlikesi devam etmektedir. Olaylar sırasında polisin attığı biber gazı fişekleri ve plastik mermi sonucu 11 kişi gözünü kaybetmiş, 1 kişinin dalağı alınmıştır.

 

İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre bu olaylara toplam 2 milyon 500 bin (iki buçuk milyon) kişi katılmıştır. Ayrıca olaylar sırasında ve sonrasında yaklaşık 4000 kişi gözaltına alınmış, bunların bir kısmı tutuklanmıştır.

 

Bu ağır hak ihlallerini, demokratik kitle örgütlerinin, yasal partilerin, meslek odalarının, sendikaların basılması, yöneticilerinin gözaltına alınması ve kimilerinin tutuklanması izlemiştir. Polis fezlekelerinde barolar, kitle örgütleri, sendikalar ve meslek örgütleri olayların başlatıcısı ve destekçisi olarak gösterilmiş, “Hükümeti protesto etmek” suç olarak tarif edilmiştir.

 

İnternet ve sosyal medya üzerinden yapılan protestolar suç delili olarak fezlekelerde yer almıştır.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye için de bağlayıcı olan içtihatlarına göre “düzensiz ve izinsiz protestolar da dahil olmak üzere toplanma ve bir araya gelme özgürlüğü demokrasilerde bir temel haktır” ve “halk protestolarında kanun uygulayıcı kurumların rolü göstericilerin haklarını ve onların ifade ve toplanma özgürlüğünü korumaktır.”

 

Bu içtihada uymak yerine güvenlik güçleri, İçişleri Bakanlığı ve yerel yöneticilerin emriyle yukarıda sayılan ve temel insan haklarının tümüne aykırı bir biçimde çok sayıda hak ihlaline sebep olmuştur.

 

Olaylar, gözaltılar ve güvenlik güçlerinin sert müdahalesi devam etmekte, kimi yerlerde paramiliter güçlerin göstericilere saldırmasına varan durumlar medyaya yansımaktadır.

 

Yukarıda sayılan gerekçelerle, olaylar sırasında yaşam hakkı dahil tüm insan hakkı  ihlallerini, olayların başlangıç ve gelişme seyrini inceleyerek kamu görevlilerinin yetki ve sorumluluklarını aşan orantısız güç kullanımını tetkik etmek ve hakları ihlal edilen yurttaşlarımızın kayıp ve zararlarının giderilmesi için öneriler geliştirmek üzere, “Gezi Parkı Protestoları Sırasında Yaşanan İnsan Hakları İhlallerini İnceleme Alt Komisyonu” kurulması Komisyonumuzun sorumluluğundadır. Konunun Komisyon gündemine alınarak karara bağlanmasını talep ediyorum.