Hey Tekstil İşçileriyle Basın Toplantısı

BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ile birlikte, Hey Tekstil İşçilerinin sesini duyurmak için parlamentoda basın toplantısı düzenledi.

Bağımsız Milletvekili Tüzel, Hey Tekstil İşçilerinin birçok yere başvurduklarını, ancak taleplerine ulaşamadıklarını belirtti.

Firmanın sahiplerinden birinin tutuklanmış durumda olduğunu söyleyen Tüzel, firma sahiplerinin hükümet tarafından takip edilmesi gerektiğini ve mal varlıklarına el konulması gerektiğini ifade etti.

BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkcü ise, “Grev yasağı ile birlikte patronlara ellerinin serbest olduğu söylenmiştir. Hükümetten tanzim edici rol oynaması beklenir. Patronların sınır tanımayacakların anlamak için şaşkın olmak yada Türkiye’de yaşamıyor olmak gerekir. Hey İşçilerinin burada olmasının nedeni seslerini duyurmak istemeleridir.” diye konuştu.

Hey Tekstil İşçileri ise yaptıkları açıklamada, 9 Şubat 2012 tarihinde hiçbir açıklama yapılmadan 3 aylık ücretlerinin ve 15-20 yıllık tazminatlarının ödenmeden işten çıkarıldıklarını, tazminatlarının verilmesini talep ettiklerini vurguladılar.

BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel gazetecilerin sorularını da cevapladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun terör ve Kürt sorunu konusunda bugün yapacakları görüşme ile ilgili konuşan Kürkcü, “Her görüşme iyidir ama gidişata bakılırsa CHP’nin “Kürt sorunu” diyerek adım atmasına rağmen hükümetin “terör sorunu” demesi olumlu sonuç çıkarır mı bilmiyorum. Bu bir terminolj meselesi değildir, önemli olan sorunun çözülmesidir.” dedi.

Aynı konu ile ilgili konuşan Tüzel, “Analar ağlamaya devam ediyor.” diyerek, Mecliste grubu bulunan partilerin konuyla ilgili inisiyatif almaları gerektiğini belirtti.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran yasanın uygulanmasına ilişkin olarak merak edilen soruları yanıtlamak amacıyla hazırladığı “4+4+4 kitapçığı”nda imam hatip dışındaki okullarda da kız öğrencilerin Kuran derslerinde başörtüsü takabileceğine yönelik ifadesine ilişkin Kürkcü şöyle konuştu:

“AKP hükümeti toplumsal alışkanlıklar müsait olsa doğdukları gün kız çocuklarına başörtüsü takmak istiyor. Kendi kendine seçim yapması mümkün olmayan çocukların alışkanlıklarını belirlemeye çalışmak çocuk haklarına aykırıdır.” şeklinde konuştu.

Tüzel ise “Anayasa’da belirtilen Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, sosyal ve laik bir devlet olduğu hükmü değişmiştir. Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet değildir. Diyanetin kürtaj ile ilgili bir fetvayla toplumu hazırlaması kabul edilemez.” dedi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

BASINA VE KAMUOYUNA
06.06.2012

Biz uzun yılardır (Mahmutbey Mah. halkalı Cad. atlas sok. no.4) kurulu olan Hey Tekstil işçileriyiz. 9 Şubat 2012 tarihinde hiçbir açıklama yapılmadan 3 aylık ücretlerimiz ve 15- 20 yılık tazminatlarımız ödenmeden işten çıkarıldık.

Biz emeğiyle ayakta durmaya çalışan, yıllardır çalıştığımız fabrikada zorunlu mesailere, zor çalışma koşullarına, aşağılamalara, hakaretlere, çocuklarımıza ve ailemize hasret kalmaya rağmen “ekmeğimizdir” diyerek işine dört elle sarılan işçileriz.

Aylardır kiralarımızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz. Ekonomik sıkıntılarla birlikte iş huzurumuz da aile huzurumuz da kalmadı. Sesimizi duyurmak, hakkımız olanı almak, hiçbir gerekçe sunulmadan kapı önüne konmanın hesabını sormak için 120 gündür direniyoruz.

Hey Tekstilin patronu Aynur ve Süreyya Bektaş “ biz kadınlara istihdam sağlıyoruz” diye övünüyordu. Bununla da yetinmeyip devletten teşvikler alan, vergi ve prim muafiyetleri sağlanan, üstelik TBMM tarafından üstün hizmet ödülü verilen Aynur ve Süreyya Bektaş biz işçileri mağdur etti. Verilen ödülün geri alınması ile ilgili meclise verilen dilekçeye, hükümet tarafından geri alınamayacağı ve böyle bir yasal düzenlemenin olmadığı belirtilmiştir.

Biz 9 Şubat’tan beri Hey Tekstil önündeki bekleyişimizi aynı zamanda büyük markaların taşeronluğunu yapan LI-FUNG firması önünde de sürdürüyoruz. Bizim mağdur olmamızda LI-FUNG firması da sorumludur.

Bu güne kadar bizler, 3 aylık ücretlerimizi ve tazminatlarımızı alabilmek için çeşitli yerlere sesimizi duyurmaya çalıştık. TBMM’ye gelişimiz ilk değil. Daha önce de meclis çatısı altında basın toplantısı yaptık. Başbakanlığa mektup bıraktık. Bölge çalışmaya sayısız dilekçeler verdik. Defalarca AKP İstanbul il başkanlığına, İstanbul valiliğine gittik, sesimizi duyurmaya çalıştık. Hükümetin tüm yetkili kurumlarına defalarca gittik. Çözüm bulunsun haklarımız verilsin dedik. Ancak bu güne kadar Hükümet ve tüm yetkililer sessizliğini korumaya devam etmektedir. Hükümet çözüm üretmeme konusunda direniyor. Peki Biz hey Tekstil işçileri olarak buradan soruyoruz, bizim mağduriyetimizi bugün hükümet çözmeyecekse kim çözecektir? 2008’den beri düzensiz ödenen ücretlerimizle ilgili tüm uyarılarımıza rağmen hükümet ve Çalışma bakanlığı görevini yapmamıştır. Şimdi Hükümeti ve Tüm yetkilileri bir kez daha göreve çağırıyoruz. Hükümetin Hey Tekstilin mal varlığına el koymasını, 3 aylık ücretlerimizi ve 15 – 20 yıllık tazminatlarımızın verilmesini talep ediyoruz.

Hey Tekstil işçileri