Kamuda Cadı Avı Genelgesi: AKP’li olmayan herkes terörist olabilir

Kürkçü, Başbakanlığa verdiği önergeyle “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında” Başbakanlık Genelgesi’ni sordu: “Mahkemelerce faaliyetleri yasaklanmamış bir “yapı”yı ve onunla ilişkiyi “suç” sayma yetkisini kim, nereden alacaktır?”

ic-guvenlik-fisleme-630x33617 Şubat 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2016/4 sayılı ‘Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında” başlıklı Başbakanlık genelgesinde kurum amirlerine aşağıdaki talimat verilmiştir:

“Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içinde olan,

“Bu örgüt ve yapıların emir ve talimatıyla hareket eden,

“Bu örgüt ve yapılara yardım eden,

“Kamu imkân ve kaynaklarını bu örgüt ve yapıları desteklemeye yönelik kullanan veya kullandıran,

“Bu örgüt veya yapılarla mücadeleyi engelleyen,

“Bu örgüt veya yapıların propagandasını yapan kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuatı çerçevesinde idari nitelikteki işlemler yetkili amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır. Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum adli mercilere bildirilecektir.”

Bu gerekçe ile

1- “Terör örgütleri” ile ilgili faaliyetler bütün yurttaşlar için Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu kapsamında koğuşturulmaya konu olduğuna ve bir mahkemece hakkında aksine bir hüküm verilmedikçe herkesin “masum” sayılması gerektiğine göre, yargı tarafından suçlu bulunmamış -“masum”- kamu çalışanları hakkında hangi ölçütle idari işlem başlatılacaktır?

2- “Legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılar” ifadesinin hukuksal karşılığı nedir?   Bir yapının illegal faaliyette bulunduğuna mahkemeler dışında kim karar verecektir? Mahkemelerce faaliyetleri yasaklanmamış bir “yapı”yı ve onunla ilişkiyi “suç” sayma yetkisini kim, nereden alacaktır? Kurum amirleri bu “yapılar” ile ilgili olarak kim tarafından ve nasıl bilgilendirilecektir?

3- Sendikal alanda söz konusu genelgenin başta örgütlü, sendikalı kamu çalışanlarını hedef aldığı ve kamu çalışanlarının kazanılmış haklarını ve iş güvencelerini tehdit ettiğine yönelik kaygılar yaygın bir biçimde dillendirilmektedir. Kurum amirlerinin bu genelgeyi bahane ederek kamu kuruluşlarında çalışanların sendikal faaliyetlerini engellemelerinin, kimi sendikaları diğerlerine karşı kayırmalarının, kurum çalışanlarına yönelik “mobbing” ve başka türlü hak ihlallerinde bulunmalarının önüne geçmek için tarafınızca herhangi bir önlem alınmış, bir uygulama kılavuzu önerilmiş midir? Varsa alınan önlemler nelerdir?

4- Hukuksal bir temelden yoksun olan bu genelgenin keyfi uygulamalara kapı açarak toplumdaki mevcut kutuplaşmayı derinleştirebileceği, kişiler ve topluluklar arasındaki gerilim ve hoşnutsuzlukların aracı haline gelebileceği düşünülmüş müdür? Bu şekilde doğabilecek bir “cadı avı”nın önlenmesi doğrultusunda tarafınızca öngörülmüş önlemler var mıdır?