Kürkçü: Serekaniye’de Çatışmalara Son!

HDK Sözcüsü olarak TBMM’de basın açıklaması yapan Ertuğrul Kürkçü Suriye Sınırında meydana gelen yeni gelişmelere dikkat çekti.

 

Türkiye-Suriye sınırının Türkiye tarafında, Ceylanpınar ve Suriye tarafında Resulayn (Kürtçe adıyla Serakaniye) arasında kalan kesimde son günlerde El-Kaide’ye bağlı gruplarla, özerklik için mücadele eden Kürt güçleri arasında meydana gelen çatışmaların yol açması muhtemel olumsuz sonuçlara Halkların Demokratik Kongresi adına dikkat çekmek istiyoruz.

 

Çatışmaların seyri, Türkiye’yi son derece tehlikeli bir biçimde Suriye’deki iç savaşın aktif tarafı haline getirme, savaşı Türkiye içine taşırırken, Türkiye’deki Kürt Sorunu’na ilişkin ihtilafları da Suriye içlerine ihraç etme riskini taşıyor. Bunun da ötesinde Türkiye’nin Suriye’de adil, demokratik, çoğulcu ve laik bir yönetim için çaba gösterdiği iddialarına yönelik kuşkuları da kuvvetlendiriyor.

 

Bölgeden grubumuza ulaşan bilgilere göre, Türkiye-Suriye sınırı TBMM tarafından alınmış bu yönde bir karar olmamasına karşın Doha’da yeni kurulan Suriye Ulusal Konseyi’ni tanımayarak bir İslami rejim için savaştıklarını ilan eden El-Kaide, El-Nusra gibi çetelerle Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) her türlü geçişlerine açılmış bulunmaktadır.

 

En son 21 Kasım 2012’de Özgür Suriye Ordusu ve bazı çetelerin 7 tank ve 50 askeri araçla Türkiye tarafından Serêkaniyê’ye geçtikleri ve Kürtlerle çatışmalarının ardından geri çekilerek yeniden Türkiye tarafına döndükleri haber verilmektedir. Öte yandan çatışmalardan kaçarak Türkiye’ye sığınmak üzere sınıra yığılan Serekaniye’li, 3 bin Kürt sınırda bekletilirken, yaralı ÖSO muhariplerinin tedavileri için Ceylanpınar’daki sağlık kuruluşları seferber edilmiştir.

 

Bu çatışmalar sürerken, hükümet yanlısı basında Resulayn’da 150 PKK’linin barındırıldığı Fehman Hüseyin’in komutasında bir PKK kampı kurulduğuna dair gerçekdışı ve kışkırtıcı yayınlarla bu faaliyetlere meşruluk kazandırılmak istendiği de anlaşılıyor.

 

Bu gelişmeler, 1990’ların ortalarında Kürtler’in özgürlük mücadelelerini yasa dışı çete faaliyetleriyle sözüm ona bastırmaya yönelik iflas etmiş stratejileri, Susurluk faciasına yol açan “devlete dost” çetelerle vekaleten kontrgerilla operasyonlarının yeniden bu kez sınırlararası alanda hortlamakta olduğunu akla getiriyor.

 

Biz Halkların Demokratik Kongresi olarak, hükümetten bu faaliyetlere derhal son verilmesi için etkin önlemler almasını istiyoruz. Bu çete faaliyetleri yalnızca Suriye’de canlanan çoğulculuk özlemlerini, yeni hayat arayışlarını, Esad diktatörlüğüne Kürt halkının verdiği yanıtı kanla bastırmaya yöneldikleri için sorun oluşturmuyor. Devleti kuşatan her türlü çete faaliyeti, aynı zamanda Türkiye’nin bütün yurttaşlarını başına buyruk, yasa tanımaz bir şiddet örgütüyle de baş başa bırakıyor. Dahası bu sınır aşan saldırganlığa, Türkiye’nin sınır bölgelerinde yaşayan halklar açısından bir demografik mühendislik operasyonu da eşlik ediyor. Cilvegözü, Kilis, Ceylanpınar ve Akçakale sınır kapılarının karşısındaki tümüyle Selefi gruplarla El-Kaide’nin elindeki Suriye sınır kapıları Türkiye tarafına savaşçı grupların yığılması ve bölgenin Alevi ve Kürt nüfusunun taciz edilerek sınır bölgelerinden uzaklaştırılması için bir geçit olarak kullanılmaktadır.

 

İsteğimiz, hükümetin Suriye’de Esad diktatörlüğü sonrasında oluşması beklenen tüm inançlara, tüm etnik gruplara eşit mesafede duracak yeni, çoğulcu, demokratik ve laik bir rejimin çekirdeği olarak doğmakta olan oluşumlara yönelik paranoid önyargıları bir yana bırakması ve yeni -ve bu kez uluslar arası- bir Susurluk felaketine yol açması muhtemel vekâleten kontrgerilla operasyonlarına son vermesi, Türkiye’yi ABD’nin bölgedeki saldırı üssü kılacak arayışlardan uzak durmasıdır.