Kürkçü, Yenişakran Cezaevi’ndeki ihlallerin incelenmesini istedi

Kürkçü, TBMM Cezaevleri Alt Komisyonu’nun Yenişakran Cezaevi’ni ziyaret ederek incelemede bulunması talebinde bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Cezaevleri Alt-komisyonu Başkanlığına,

 

Aliağa, Yenişakran Cezaevi kompleksindeki kadın cezaevinde kalmakta olan siyasi tutuklu ve hükümlüler son aylarda artan ölçülerde kendilerine uygulanan insan onurunu rencide edici muameleden yakınmaktadırlar.  Bu yakınmalardan bize ulaşanları 19.03.2012tarih 1812 sayılı, 9.04.2012 tarih 2076 sayılı ve 30.04.2012 tarihli dilekçelerimiz aracılığıyla Komisyonumuzla paylaşmıştık.  Son günlerde mahremiyete ve onura sığmayan arama koşulları yeniden gazete haberleri arasında yer almaya başlamıştır.

Şakran Kadın Cezaevinde kalan hükümlü ve tutukluların avukat ve yakınları, müvekkilleri ve yakınlarına yönelik muamelenin dayanılmaz bir hal aldığını söylemektedir.

Bu şartlar altında Komisyonumuzun TBMM tatile girmeden önce Yenişakran Kadın Cezaevini inceleme maksadıyla ziyaret etmesini ve gerçeklerin ortaya çıkması ve kötü muamelenin son bulması için harekete geçmesi talebimi,

Bilgilerinize sunarım.15.06.2012

Ertuğrul KÜRKÇÜ

Mersin Milletvekili

 

Ekler:   

EK 1. BDP Heyetinin Yenişakran Cezaevi ziyareti sonrası yaptığı basın açıklaması ile ilgili haberler

1. BDP Kadın Meclisi Sözcüsü Kibriye Evren, İzmir’in Aliağa bölgesindeki Şakran Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülere zorla inşaat temizliği yaptırıldığını, reddeden kadınların ise saçlarından sürüklenerek dövüldüğünü ileri sürdü. Kadın tutukluların cezaevine girerken yönetim tarafından çırılçıplak aramaya tabi tuttuğunu ifade eden Evren, “Yeni sevk edilen ve doktora götürülen kadın tutuklular çıplak aramadan geçirilirken arama odasının kapısı açık bırakılarak jandarmaya izlettirilmektedir.

 

Bu uygulamaya direnen kadınlar darp edilmiş, ‘sizi askerlere soydururuz’ gibi tehditlerle karşılaşmışlardır” dedi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ise, Adalet Bakanlığı’ndan aldığı açık görüş izni ile geçen hafta cuma günü Şakran Cezaevi’ne gittiğini, ancak savcının talimatı ile açık görüş hakkının engellendiğini, bunun üzerine tutuklu ve hükümlülerle kapalı görüş yapmak zorunda kaldığını söyledi. Buldan, “Görüşmede tutuklu ve hükümlüler çok ciddi hak ihlalleri olduğunu anlattı. En ciddi ihlal ise çıplak arama uygulamasıdır. Bu ne insani ne de ahlakidir” diye konuştu.(Milliyet/08.05.2012)

 

2.BDP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamaya, BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, BDP Kars milletvekili Mülkiye Birtane, BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt katıldı. Cezaevlerindeki uygulamalar hakkında açıklamalarda bulunan Beştaş, Türkiye’deki cezaevlerinden çok sayıda başvuruların olması nedeniyle bu açıklamayı yaptıklarını söyledi. Özellikle Pozantı cezaevinde yaşananların, Türkiye’nin birçok yerinde çok sayıda kişinin açlık grevine girmesinin Türkiye’deki temel gündemlerden birinin cezaevi gerçeği olduğunu maalesef kendilerine gösterdiğini belirtti. Türkiye’de cezaevinde yaşanan işkencelerin özellikle Diyarbakır 5 nolu cezaevinde yapılanların bugün bile çok güncel bir şekilde tartışıldığını aktaran Beştaş, “Ankara’da görülen 12 Eylül davasında da temel gündem maddelerinden biri yine Diyarbakır 5 nolu cezaevinde yaşanan insanlık dışı işkencelerin sonuçlarıyla yüzleşme süreci. Asla yeterli olmasa da tartışma süreci yaşıyoruz. Ama bugün iktidar partisi Kürt sorununu çözmeme konusundaki iradesini ve uygulamasını birçok alanda gösterdiği gibi cezaevlerinde de gösteriyor. Biz cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin hiçbirinin tesadüf olmadığını bunun merkezi bir irade ile ancak bu hale gelebileceği görüşümüzü daha önce kamuoyu ile paylaşmıştık. 953 kişi öldü cezaevlerinde son 11 yılda. Burada kanayan bir yara var ve duyarlılık şart bu cezaevlerinde yaşanan ihlallere karşı. En ciddi başvuruların olduğu cezaevlerinden biri şakran cezaevi. Bu cezaevi yeni bir cezaevi. Henüz inşaat aşamasında ama tutuklu ve hükümlüler hızlıca oraya naklediliyor. Yaptığımız araştırmalarda çok vahim tablolara tanıklık ettik başvurularını aldık. Özellikle görüşe giriş ve çıkışlarda çıplak arama ciddi bir şekilde uygulanıyor. Bu karşı çıkılınca şiddete dönüşüyor zaman zaman. Kadınlar elle taciz muamelelerine maruz kalıyor. Görüşe çıkarken bile 3 4 kez aranıyorlar. İçeriden gelenin üstünde bir şey getirme olanağı yoktur. Bu tacize dönüşmüştür. Sevk edilince kendi özel eşyaları verilmemiş. Ciddi bir beslenme sıkıntısı var, içme suyu sağlanmıyor. Açlık grevindekilere verilmesi gereken su, limon ve şeker bile sağlanmamakta. Sadece özel araçlarla gidiliyor. Tutuklu ve hükümlü yakınları ciddi sıkıntılar yaşıyor. Yasada yönetmelikte olmayan, mektuplara el konulup verilmiyor. Telefon hakkı bu kullandırılmıyor. Yakınları ile iletişim sağlanmıyor. Kampus 7 cezaevinden oluşuyor ama tek doktor bulunuyor. Tekirdağ 2 nolu cezaevinde sorunlar devam ediyor. Akrabalar baba ve çocuk yan yana getirilmiyor. Son bir buçuk yıldır inanılmaz disiplin yasağı veriliyor. Keyfi bir uygulamaya dönüşmüş durumda. Ciddi bir şiddet uygulamasını da tespit ettik. Bütün kitaplara ve yazılara el konuluyor. Diyarbakır Mardin Elbistan Erzurum da ortak sorunlar var. En temel sorunlardan biri kapasite sorunu. 10 kişilik koğuşta 30 kişi kalıyor” dedi.

Beştaş’ın ardından konuşan BDP Kars milletvekili Mülkiye Birtane ise Erzurum H ve E tipi cezaevlerinde araştırmalarda bulunduğunu belirterek, buralardaki hak ihlalleri hakkında açıklamalarda bulundu. Birtane, Erzurum’daki sorunların da Türkiye’nin diğer cezaevlerinde olan sorunların bulunduğunu, H tipi cezaevinin olumsuz koşullarından dolayı kapatılması gerektiği ifade etti. (İhlas Haber Ajansı/24.04.2012)

EK 2. İHD Yenişakran Cezaevi gözlem raporu

İzmir-Aliağa-Şakran cezaevinde bulunan kadın tutuklu ve hükümlülerin, şikayetlerinin kamuoyuna yansıması ile birlikte, cezaevinin genel durumunu görmek ve mahpusların şikayetlerini araştırmak üzere cezaevine gidildi.

Cezaevinde yapılan, gözlem ve mahpusların anlatımları doğrultusunda aşağıda yeralan rapor hazırlandı.

1-) CEZAEVİNİN GENEL DURUMU

Şakran cezaevi, yaklaşık 5 ay önce açılmış bir cezaevi. İzmir’e uzaklığı yaklaşık 1,5 saat. Cezaevine ulaşım imkânları sınırlı.

Cezaevi, yerleşim yerlerine uzak bir mesafede kurulmuş. Şakran cezaevine girildiğinde, mahpuslarla görüşme işlemlerinin yapıldığı başvuru merkezine gitmek için, uzun bir mesafe yürümek zorunda kalınıyor. Özellikle, yaşlı ve hasta mahpus yakınları için bu önemli bir sorun teşkil etmekte.

Görüş başvurusu işlemlerinin tamamlanmasının ardından nakil araçlarının yardımıyla görüşme yerlerine ulaşılabiliyor.

Cezaevinin içinde kadınlar, çocuklar, gençler ve erkekler için ayrı binalar inşa edilmiş durumda. Nakil araçları sınırlı sayıda olduğundan, görüşçüler ayakta ve son derece sıkışık bir biçimde görüş yerlerine ulaşabiliyorlar.

2-) ŞAKRAN CEZAEVİNE NAKLEDİLEN MAHPUSLARIN ANLATIMLARI

Cezaevine, Adana Karataş cezaevinden nakledilen kadın mahpusların anlatımları son derece dikkat çekici ve tüyler ürpertici..

Karataş cezaevinden nakledilenlerden 2 yıldır cezaevinde bulunan Özgür Halk dergisinde çalışan Sevcan Atak şunları anlattı;

“….Cezaevine girişte bizi araçtan indirdikten sonra, tek tek arama noktasına almak istediler. Biz, tek aranmak istemediğimiz söyledik. Bunun üzerine tekrar ring aracırna bindirdiler. Sonra,  tekrar tek tek indirmeye başladılar. Arama noktasına giren arkadaşlarımızın karşı koyuş ve haykırışlarını duyuyorduk. Aslında, biz normal bir aramayı tabii ki kabul ediyorduk. Ama bize dayatılan, onur kırıcı ve taciz içeren bir aramaydı. 6-7 kadın gardiyan gülerek “girişe hazır mısınız?” diyerek kıyafetlerimizi zorla çıkarmaya başladılar. Birçoğumuzun kıyafetleri yırtıldı. Saçlarımız çekildi, yere yatırıldık. Pantolonlarımız ve iç çamaşırlarımız zorla çıkarıldı. Bu arada fark ettik ki içeride hepimizin sağlık dosyalarına bakmışlar ve özellikle rahatsız olduğumuz vücut bölgelerimizden bize zarar vermeyi amaçlamışlardı.  Örneğin, rahim hastalığı olanların rahim bölgelerine, böbrek hastalığı olanların böbrek bölgesine, migreni olanların başına vuruyorlardı. Sonunda hepimiz çırılçıplak kaldık.  Kadın gardiyanlar bizi o şekilde bırakıp, kapıyı da açık bırakmak suretiyle dışarı çıktılar. Ve aralık olan kapıdan askerlerin bize baktıklarını gördük. Bu durum hepimizi korkunç bir biçimde rahatsız etti. Yaşadığımız cinsel taciz, hepimizi çok etkiledi. 

Yaşadıklarımız nedeniyle suç duyurusunda bulunduk. Savcılığa götürüldüğümüzde Kürtçe ifade vermek istediğimizi söyledik, bunun üzerine başvurumuz alınmadı….”

Şakran cezaevine, gerek Adana Karataş cezaevinden gerek Bergama cezaevinden nakledilen mahpuslar ile, tutuklanır tutuklanmaz Şakran cezaevine konulan mahkûmların da cezaevine girişte yaşadıkları sorunlara ilişkin anlatımları birbirini tekrarlar nitelikteydi.

3-)HASTANE SEVKLERİNDE YAŞANAN SORUNLAR

Öncellikle belirtmek gerekir ki, hasta mahpusların cezaevi bünyesinde bulunan revire yaptıkları başvurular, sonuçsuz kalmakta.

Mahpuslar, verdikleri dilekçelerine çok uzun süre cevap almadıklarını ve tedavide bu nedenle geç kalındığını belirttiler.  Ayrıca, özellikle hastane sevklerinde sorunlar yaşadıklarını, gidiş gelişlerde sözlü tacizlere maruz kaldıklarını anlattılar. Hastaneye gittiklerinde muayene odasına askerlerinde birlikte girdiğini, kelepçelerin açılmadığını ve askerlerin hekimlere hitaben muayeneye getirilen mahpusların “tehlikeli ve terörist “ olduklarını beyan ettiklerini ve hekimlerinde çoğunlukla duruma sessiz kaldıklarını anlattılar. Bu nedenle birçok mahpus, muayene ve tedavi olmadan cezaevine geri döndüklerini belirttiler.

Bu durum nedeniyle, özellikle Tabipler Birliğinin genel bir araştırma yapması gerektiği görüşündeyiz. Bu arada, görüşülen kadın mahpuslar özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olan ve ağır hasta durumunda olan Türkan İpek ile ilgili de bilgi verdiler.

20 yıldır cezaevinde olan ve midesinden ağır bir rahatsızlığı bulunan Türkan İpek’in tek başına bir hücrede tutulduğunu ve çok sık hastanenin acil servisine kaldırıldığını ve kendisi için endişelendiklerini belirttiler.

4-)ŞAKRAN CEZAEVİYLE İLGİLİ DİĞER GENEL ŞİKAYETLER

Görüşüler mahpusların hepsi, cezaevi 2. Müdürünün, kendilerine yönelik tehditlerine değindiler.

2. müdürün, sürekli 1996 yılında Diyarbakır cezaevinde yaşanan ve 11 kişinin yaşamını yitirdiği olayda, görevli olduğunu hatırlattığını ve “1996 ‘yı yaşamak istemiyorsanız emirlere uyacaksınız” dediğini ve kendisiyle yapılan tüm karşılıklı görüşmelerde “askeri duruş” dayattığını anlattılar.

Bütün mahpusların ortak şikayetlerinden biri de, cezaevinde dağıtılan yemeklerin çok kötü olduğu idi.

Yemeklerden kıl, böcek gibi şeyler çıktığını, bu nedenle çoğunlukla aç kaldıklarını da anlattılar.

Mahpusların açık görüş günlerinin kendilerine çok geç, hatta aynı gün haber verildiğini, bu nedenle ailelerine haber veremediklerini ve açık görüş yapamadıklarını belirttiler.  Ayrıca, iletişimde sorunlar yaşadıklarını, mektup ve fakslarda çok gecikmeler olduğunu da anlattılar.

5-) MAHPUSLARIN KALDIKLARI MEKANLARA İLİŞKİN ŞİKAYETLER

Mahpuslar 11 kişilik odalarda kalıyorlar. Havalandırma sabah saat 09.00’da açılıyor. Oysa, mahpuslar sabah 06.30 – 07.00 gibi kalkıyorlar ve spor yapmak istiyorlar. Ancak, kahvaltıdan önce bu mümkün olmuyor. Bu nedenle havalandırma kapılarının sabah erken saatlerde açılmasını istiyorlar.

Şakran cezaevinde, ortak yaşam alanlarının kullanılmasına kesinlikle izin verilmiyor. Diğer odalarda kalan mahpuslarla, kütüphane veya benzeri ortak yaşam alanlarında buluşamıyorlar. Cezaevi idaresi tarafından birlikte kalan 11 kişi, sadece birbirlerine mahkum ediliyorlar.

 

SONUÇ:        

Şakran cezaevinde yapılan incelemede ve mahpuslarla yapılan görüşmelerde yukarıda ayrıntılarına yer verdiğimiz ihlaller saptanmıştır. Mahpusların ortak anlatımlarından özellikle cezaevine girişte yaşanan ve Türk Ceza Kanununda cinsel taciz olarak tanımlanan suçun oluştuğu kanısına tarafımızca kanaat getirilmiştir. Ayrıca, mahpusların maruz kaldıkları ve yukarıda anlatılan diğer şikayetlerin de, özellikle tecrit koşullarında yaşayan mahpuslar açısından fiziksel ve psikolojik travmalara neden olduğu düşüncesine varılmıştır. 22.05.2012

 

 

 

Av. Eren Keskin                                                                            Necla Şengül

İnsan Hakları Derneği                                                                İnsan Hakları Derneği

Onur Kurulu Üyesi                                                     Cezaevlerinden sorumlu GYK Üyesi