Suriyeliler için sınırdışı edilmek, kölelik veya linç dışında bir seçenek yok mu?

Ertuğrul Kürkçü, Başbakanlığa verdiği soru önergesinde Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın “Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok. Fabrikalarımız durur.” açıklaması üzerine Türkiye’deki mültecilerin işgücü piyasasında “ucuz işgücü” olarak kullanılmasını ve statülerini sordu.

Ankara Yenimahalle’de, 3 Temmuz 2017’de Suriyeli mültecilere yönelik linç girişimi konusunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak: “Bu insanların geçici süre Türkiye’de olduklarını ve Türkiye’nin geleneklerine uygun olarak ev sahipliği ve büyük fedakârlıklar yaptığını unutmamalıyız. 3 milyon 50 bin kişinin içinde elbette suç işleyenler var. Ancak Suriyelilerin suç işleme oranı, bizim kendi vatandaşlarımızın daha düşüktür. Suriye’de güvenli bölgeler oluştukça kendi topraklarına dönerler. Türkiye 3 milyon insanı beşeri sermaye olarak da görmelidir. 3 milyon insan içinde yüksek tahsilliler, uzmanlar var. Şu anda Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Osmaniye’de, Gaziantep’te hatta Ankara’da Ostim’de birçok ilde eğer Suriyeliler olmazsa düz işçilik yapan yok. Fabrikalarımız durur.” demiştir.

Başbakan Yardımcısının bu açıklamasıyla Suriyeli mültecilere yönelik linçlere karşı sağduyu çağrısında bulunması yerinde olmakla birlikte, Sayın Kaynak bu vesileyle sayıları 3 milyon 50 bin olarak ifade edilen bu topluluğun esasen Türkiye işgücü piyasasında “ucuz işgücü” kaynağı olarak değerlendirildiğini; işsizlik oranının resmi verilere göre iki haneli sayılarla ifade edildiği bir ülkede dahi kimsenin yapmak istemediği işlerin bu mültecilere yaptırıldığını, yasal statüleri ve/veya çalışma izni olmayan bu insanların güvencesiz işlerde çalıştırıldığını da itiraf etmiş, hatta “fabrikalarımızın” onlar çalışmasa duracak kadar belirleyici bir işgücü kaynağı olduklarını dile getirmiştir.

6 Temmuz 2017 tarihinde Siz de Başbakan olarak konuyla ilgili bir soru üzerine “Haddini aşıp taşkınlık yapan, suç işleyen kendisini hâkim önünde, gerekirse sınır dışında bulur. Vatandaşlarımız eğer bir taşkınlıkla karşılaşırlarsa derhal güvenlik güçlerine bildirsinler. Emin olsunlar ki gereği hemen yapılacaktır” dediniz.


Bu gerekçeyle;

1. Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin medeni statüleri nedir? Bu kişilerin hak ve hukukları hangi ulusal ve ulusalüstü mevzuat ile korunmaktadır?

2. Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin çalışma yasaları karşısındaki statüleri nedir? Çalışmaları, ticaret ve diğer serbest mesleklerle iştigal etmeleri serbest mi,  izne mi tabidir?

3. Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin seyahat etme ve yerleşmeleri serbest mi, yoksa idari makamların iznine mi tabidir?

4. Hükümetiniz iş gücü piyasasında çalıştırılan mültecilerle ilgili bir araştırma yapmış mıdır?   Yapmışsa sosyal sigortalı olarak çalışan mülteci var mıdır? Varsa sayıları ne kadardır?

5. Mülteciler sırasıyla hangi sektörlerde çalışmaktadırlar? Bu çalışan mülteciler arasında Suriye’den gelenlerin oranı nedir?

6. Kayıtdışı ve sosyal sigortadan yoksun olarak çalışan/çalıştırılan mülteci sayısı kaçtır? Sırasıyla hangi sektörlerde çalışmaktadırlar? Kayıtdışı çalışan mülteciler arasında Suriye’den gelenlerin oranı nedir?

7. Sosyal sigortalı ve kayıtlı veya kayıtdışı çalışan Suriyeliler arasında kadınların oranı nedir? Çalışanlar arasında çocukların oranı nedir?

8. Hükümetiniz eğer iş gücü piyasasında çalıştırılan mültecilerle ilgili bir araştırma yapmamışsa neden yapmamıştır?

9. Haziran ayı itibariyle Türkiye’de işsizlik oranı nedir? 2016 ve 2017’nin ilk altı ayında İŞKUR/Türkiye İş Kurumu’na Sayın Veysi Kaynak’ın tabiri ile “düz işçi” olarak çalışmak amacıyla kaç işsiz başvurmuştur? Başvurucuların kaçı işe yerleştirilmiş, kaçı önerilen işi kabul etmemiştir?

10.Uluslararası geçerliğe sahip yasal statüden yoksun, hatta resmen “mülteci” bile sayılmayan Suriye yurttaşlarının çalışma koşulları ve ücretleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veya başka bir birim tarafından denetlenmekte midir? Denetlenmekte ise sigortasız çalışma veya asgari ücretin altında çalıştırılmaya karşı aldığınız önlemler nelerdir?

11.Başbakan olarak konuyla ilgili açıklamanızdan yola çıkarsak Suriyeli sığınmacılar için “statüsüzlük” kalıcı bir durum olarak mı öngörülmektedir?